Zeka geriliği ve başetme
Zeka geriliği zeka testleriyle belirlenir ve DSM-IV tanı kriterlerine göre bir çocuğa zeka geriliği tanısı koyabilmek için; bu çocuğa uygulanacak zeka testleri sonucunda IQ sunun 70 ve altında çıkmasının bunun yanısıra iletişim, kendine bakım, ev yaşamı, toplumsal/kişilerarası beceriler, toplumun sağladığı olanakları kullanma, kendi kendini yönetip yönlendirme, okulla ilgili işlevsel beceriler, iş, boş zamanlar, sağlık ve güvenlik gibi alanlardan en az ikisinde eş zamanlı olarak yetersizliklerinin olması gerekir.Yani zihinsel engelli çocuğun zihinsel becerileri normal yaş ve akran grubuna göre geri olup çevreye uyum becerileri yeterli düzeyde gelişmemiştir.Zihinsel engelli çocuklar birçok bilgi ve beceriyi normal çocuklardan daha zor ve geç öğrenirler. Bir çok çocuğun kendiliğinden öğrendiği bu bilgi ve becerileri öğrenebilmeleri için özel ilgiye ve öğretim yöntemlerine ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle zihinsel engelli çocuklara bu becerileri kazandırmak ve iyi bir eğitim verebilmek için öncelikli olarak onların zihinsel, bedensel ve duygusal özelliklerini iyi tanımak, öğrenme özelliklerini iyi bilmek gerekir.
Zihinsel engelli çocukların öğrenme özellikleri şu şekilde sıralanabilir
- Dikkat süreleri çok kısadır ve çabuk dağılır.
-Karmaşık bilgileri öğrenmekte zorlanırlar ve öğretilecek konuların parçalara bölünerek öğretilmesiyle öğrenebilirler.
-Zihinsel engelli çocukların bir çoğu kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya bilgi aktarmakta zorluk yaşarlar.
-Öğretilmek istenen bilgilerin sık sık tekrar edilmesi gerekir.
-Bellekleri zayıftır ve bu yüzden öğretilen bilgileri çok çabuk unuturlar.
-Çoğunun bilişsel gelişimi soyut işlemler dönemine ulaşamadığı için sevgi, cömert, ağırbaşlı gibi soyut kavramları anlamakta güçlük yaşarlar ve somut örneklerle öğrenmeye yatkındırlar. Bunun için öğretilen bilgilerin örnek ve uygulamalarla sık sık somutlaştırılmasına ihtiyaç duyarlar.
-Zihinsel gelişimleri ve dolayısıyla öğrenmeleri yavaş ve geç gelişir. Okuma-yazma matematik gibi akademik bilgileri öğrenmekte çok zorlanırlar ve çabuk sıkılıp ilgilenmek istemezler. Zeka geriliğinin derecesine göre belli bir noktadan sonra hiç öğrenemezler.
-Saat, hafta, ay, yıl gibi zaman kavramlarını çok zor ve genelde ileri yaşlarda kavrayabilirler.
-Varlıkları sınıflandıramaz, gruplayamaz ve genelleyemezler.
-Sebep-sonuç ilişkisi kurmakta zorlanırlar.
-Muhakeme yetenekleri zayıftır
Ailelere öneriler
- Zihinsel engelli çocuğa sahip olmak bir ailenin hayatta başına gelebilecek en büyük zorluklardan bir tanesidir. Fakat sizler engelli çocuğa sahip olan ne ilk ne de son aile değilsiniz ve binlerce aileden birisiniz. Nasıl ki hayatınızda çözemediğiniz bir çok sorunla yaşamayı öğrendiyseniz engelli bir çocukla da yaşamayı öğrenebilirsiniz ve zamanla normal bir çocukla ilgilenmekten nasıl zevk alıyorsanız engelli çocuğunuzla beraber olmaktan da zevk alabilirsiniz.
- Öncelikli olarak engelli çocuğunuzu olduğu gibi kabullenin ve bunun hiçbir şekilde utanılacak bir durum olmadığını bilin.
- Çocuğunuzun durumundan ve çevrenin vereceği tepkilerden utanmayın. Sizin çocuklarınız da bu toplumun bir bireyidir ve bu şekilde kabul edilme hakları vardır. Hiç kimse elinde olmadan gerçekleşen bu durum için suçlanamaz.
- Çocuğunuzun da sevilecek ve gurur duyulacak birçok özelliği vardır. Onun bu özelliklerini görmeye çalışın.
- Çocuğunuzun tüm özelliklerini iyi tanıyıp analiz edin ve ona zeka düzeyinin üstünde beceriler kazandırmaya uğraşmayın. Şuanki imkanlarla zeka engelinin tedavisi yoktur; fakat engelli bir çocuk için yapılacak çok şey vardır. Çocuğunuzun geleceğiyle ilgili gerçekçi beklentiler geliştirin.
- Çocuğunuzu sık sık sosyal oratamlara sokun ve arkadaş edinebileceği grup ortamlarına, parklara, aile ziyaretlerine ve anaokuluna götürerek sosyalleşmesine yardımcı olun. Siz çocuğunuzu ne kadar çok sosyal ortama sokarsanız o da o ölçüde sosyalleşecektir.
- Çocuğunuzun uygun ortam bulduğunda kendisi ve çevresiyle uyum içinde yaşayabileceğini unutmayın ve bu ortamı ona sağlamaya çalışın. Sürekli kısıtlanan, kendini ifade etmesi engellenen, hata yaptığında eleştirilip cezalandırılan, bağımsızlığı desteklenmeyen çocuk bu olumsuz koşullarda doğal olarak uyumsuz olacaktır. Bunun için çocuğunuzun uyumsuz davranışları yalnızca onun suçu değildir.
- Çocuğunuzla zevk alacağınız ve onun duygusal gelişimine faydalı olacak oyunlar oynayın, onu sevip okşayın. Bu hem çocuğun anne-baba sıcaklığını duyup kendini güvende hissetmesini, hem de sizin çocuğunuzdan zevk almanızı sağlayacaktır.
- Çocuğunuza varolan yeteneklerini açığa çıkaracak oyuncaklar alın ve onu psiko-sosyal becerilerini geliştirecek oyun faaliyetlerine sokun. Çocuğun çevresindeki ilşkileri ve kuralları tanıması, hayatı keşfetmesi büyük ölçüde oyun yoluyla olur. Oyunda kurallar olduğunu öğrenen ve bu kurallara uyan çocuk hayattaki kuralları daha kolay keşfeder ve onlara daha kolay uyar. Oyunda arkadaşlarıyla ilişki kurmayı, işbirliği yapmayı, paylaşmayı öğrenen çocuk gerçek hayatta da ilişki kurmayı, işbirliği yapmayı, paylaşmayı öğrenir. Bunun için çocuğunuzu oyun faaliyetlerini gerçekleştirebileceği arkadaş ve grup ortamlarına sokun, ona nitelikli oyuncaklar alın
- Çocuğunuza verilecek eğitimin temel amacı: Çocuğa bağımsız olarak kendi kendine yetebilme becerilerini kazandırmaktır. Bunun için çocuğunuzun her ihtiyacını siz karşılamayın, kendisinin yapabileceği işlerde ona sorumluluklar ve görevler verin. Bu tutumunuz hem çocuğunuzun bağımsız yaşam becerilerini kazanmasını sağlayacak hem de kendine olan güvenini artıracaktır.
- Başka engelli çocuk aileleriyle tanışabileceğiniz ortamlara gidin ve onlarla tanışıp daha sonra da görüşmelerinizi sürdürerek birbirinize destek olun. Bu hem sizin engelli çocuğa sahip olan tek aile olmadığınızı hissetmenize hem de birbirinin sıkıntılarını daha iyi anlayan yeni dostluklar kurmanıza yardımcı olacaktır.
- Engelli çocuk ve aileleri için çeşitli etkinlikler düzenlenmesine yardımcı olun ya da düzenlenen konferans, seminer, toplantı ve kermes gibi etkinliklere katılıp toplumun da bu konularda bilinçlendirilmesine yardımcı olun.
- Çocuğunuzun eğitimiyle ilgilenen meslek elemanlarıyla sıcak ilişkiler kurmaya özen gösterin. Bu meslek elemanlarının çocuğunuzla olan iletişimi büyük ölçüde sizinle olan iletişiminden etkilenecektir. Sizin onlara ve eğitime verdiğiniz değer onların motivasyonunu artıracak, daha şevkle çalışmasını sağlayacaktır. Bunun için onlardan teşekkürünüzü ve özel günlerdeki kutlamalarınızı esirgemeyin.
- Çocuğunuzun giyimine ve temizliğine normal bir çocuğunkinden daha fazla dikkat edin. Bu hem çocuğunuzun kendine güvenini artıracak hem de onunla ilgilenen diğer insanların işini kolaylaştıracaktır
- Hayatınızı yalnızca engelli çocuğunuza adamışçasına kendinizi sınırlamayın. Çocuğunuza ayırdığınız zamanların dışında kendinize ve çevrenize de zaman ayırmayı ihmal etmeyin. Bu sizin mücadele gücünüzü artıracağı gibi çevrenizle uyumunuzun ve ruh sağlığınızın bozulmaması için de gereklidir.Çocuğunuzu eğitmeye çalıştığınız kadar kendinizi de çeşitli özel eğitim kitapları okuyarak, seminerlere katılarak, bu alanda uzman kişilerden yardım alarak geliştirin.
- Çocuğunun sürekli olarak ihtiyaçlarını karşılayan bir anne-baba olmak yerine çocuğuna ihtiyaçlarını nasıl karşılayabileceğini öğreten bir anne-baba olmaya gayret edin. Yani çocuğunuza sürekli olarak “balık tutup vermeyin ona balık tutmayı öğretmeye çalışın” (Psikolog ilhan Bozkurt un zihinsel engelliler ve aile eğitimi kitabından alıntıdır)
Zihinsel engellilerin eğitiminde dikkat edilmesi gerekenler
- Eğitime başlamadan önce çocuğun zihinsel, duygusal ve bedensel özelliklerini çok iyi tanıyın. Yani çocuğun IQ’ su kaçtır? Zeka geriliğine göre hangi sınıfta yer alır? Hoşlandığı ve hoşlanmadığı şeyler nelerdir? Nelerle ödüllendirilir ya da cezalandırılırsa öğrenme isteği artar. Bedensel kısıtlılıkları var mıdır? Gibi konularda yeterli araştırma ve gözlem yapın.
- Çocuğun eksik yönlerini tespit edip eğitim vereceğiniz konularla ilgili günlük, haftalık, aylık hedefler belirleyin ve bu zaman içinde hedeflerinize ulaşmaya gayret edin .
- Çocuğun eğitimi için belirlediğiniz günlük, haftalık ve aylık hedeflerinizi çocuğun eğitimiyle ilgilenen diğer kişilerle de paylaşarak aynı zamanda aynı çalışmaların yapılmasına özen gösterin. Yani zihinsel gelişim alanında eğitimci meyveleri öğretmeyi hedefliyorsa ailenin ya da başka bir eğitimcinin de bu çalışmaları devam ettirmesi sağlanmalıdır. Bunun için kitabımızın sonunda örnek olarak vermiş olduğumuz gelişim alanlarına göre aylık hedefleri belirten çizelgemizden yararlanarak buna benzer bir çizelge oluşturun ve bu çizelgenin birinin eğitimcide, diğerinin ailede ve çocuğun eğitimiyle ilgilenen başka eğitimcisi varsa onda kalmasını sağlayın.
- Engelli çocukların büyük bir çoğunluğunda dikkat eksikliği ve çeşitli davranış bozuklulukları vardır. Bunun için sınıf ortamında verilen bilgileri öğrenmekte güçlük çekerler ve arkadaşlarıyla kavga etmek gibi çeşitli sorunlar yaşarlar. Bu sorunların en aza indirilebilmesi için engelli çocuklara mümkün olduğunca bireyselleştirilmiş eğitim programlarıyla birebir eğitim ve buna ek olarak da grup eğitimleri verilmelidir. Ayrıca iş ve uğraşı eğitimleriyle el becerileri artırılmalı, sosyal gelişimleri desteklenmelidir.
- Zihinsel engelli çocuğa zeka düzeyinin üstünde bilgi ve beceriler kazandırılmaya çalışılmamalıdır. Zeka düzeyinin üzerinde bilgi ve becerilerin öğretilmeye çalışılması onun sürekli başarısızlıklar yaşamasına ve bunun sonucunda da öğrenmeye karşı isteksizlik göstermesine, kendine güveninin azalmasına neden olur.
- Çocuğun öğrenmeye karşı olan isteği artırılmalı, öğretim çalışmalarından zevk alması sağlanmalıdır.
- Öğretilecek konular basitten zora doğru sıralanmalı, öğrenme faaliyetlerine mümkün olduğunca çocuğun kolay öğrenebileceği konulardan başlanarak öğrenmeye karşı isteği ve güdülenmesi artırılmalıdır.
- Çocuk başarılı olduğu etkinliklerden sonra somut ve soyut ödüllerle ödüllendirilmelidir.
- Çocuk yapamadığı etkinlikleri yapması için zorlanmamalı ve çocuğa “bu kez olmadı ama daha çok çalışarak başarabilirsin” denilerek destek olunmalıdır. Böylece çocuğun kendine güveni korunduğu gibi eğitim faaliyetlerine karşı isteksizlik göstermesi de engellenmiş olacaktır.
- Çocuğa öğretilecek konular parça parça öğretilmeli, çocuk bu parçaları öğrendikçe diğer parçalar öğretilerek bütünlük sağlanmalı. Örneğin; renkler öğretilirken bir ders saatinde hatta bir hafta boyunca sadece bir renk çalıştırılmalı, diğer renklerden hiç bahsedilmemelidir. Çocuk o rengi öğrendikten sonra sırasıyla diğer renklerin öğretimine geçilmelidir. Böylece çocuğun öğrenmesi kolaylaşır ve verilen bilgileri birbirine karıştırarak unutması engellenmiş olur.
- Bilgi ve beceri öğretimleri sırasında gerektiğinde ödül ve cezalar kullanılmalıdır.
- Öğretilen bilgiler öğretim esnasında, gün içerisinde ve daha sonraki günlerde sık sık tekrarlanmalıdır.
- Öğretilen bilgilerin günlük hayatta kullanılması sağlanmalıdır. Örneğin ; elmanın ne olduğunu öğrenen çocuktan, manavdaki elmaları göstermesi ve poşete doldurması istenmelidir. Bu uygulama çocuğun öğrendiklerinin pekiştirilmesi ve öğrendiği bilgileri günlük hayatta kullanmasının sağlaması açısından çok önemlidir. Çünkü çocuğa günlük hayatta kullanabileceği bilgileri öğretmeyen eğitim faaliyetleri çok fazla işe yaramayacaktır.
- Eğitim verilirken çocuğun yapması istenen davranış ya da etkinlik onun anlayabileceği basit bir dille anlatılmalı, gerekirse çocuğa model olunarak nasıl yapılacağı gösterilmelidir. Örneğin: “Bu kalemi al, “burayı benim boyadığım gibi boya” şeklinde tek bir cümleyle istekler ifade edilmeli ve davranışın nasıl yapılacağı model olunarak gösterilmelidir.
- Çocuğa yapmakta zorlandığı etkinliklerde ipuçları verilmelidir.
- Öğretilmek istenen şeye çocuğun dikkati çekilmeli ve öğrenmeye karşı çocukta istek oluşturulmalıdır. Dikkatini etkinliğe veremeyen çocuğa “önüne bak” diyerek ve gerekirse elinizle başını hafifçe öne eğerek ve başını kaldırmamasını isteyerek dikkatini etkinliğe odaklaması için yardım edilmelidir.
Otizm tedavisi
Özel Eğitim: Otizmin terapisinde en çok başvurulan yöntem özel eğitimdir. Çok ağır düzeyde olanların dışındaki tüm otistik çocuklar eğitim faaliyetlerinden yarar görebilir. Bu eğitimlerle çocuğun, zihinsel, sosyal, görsel ve motor becerileri geliştirilmeye çalışılır.
Müzik Desteği: Otistik çocukların müziğe karşı özel bir ilgileri vardır bu nedenle onlarla iletişimi güçlendirmek ve sosyalleşmelerini sağlamak için müzikten faydalanılabilirler. Ayrıca müzük yoluyla otistik çocukların kelime dağarcıkları ve cümle kurma becerileri arttırılabilir.
Konuşam terapisi: Otistik çocukların hemen hemen tamamında çeşitli türlerde konuşma bozukluğu mevcuttur. Kiminde konuşma hiç gerçekleşmez, kimilerinde de ekolaktik konuşma, persevelasyon, zamirleri ve özneleri karıştırma gibi anormallikler görülür. Konuşma eğitiminde bireysel, gurup ve müzik eğitimleri önemli faydalar sağlar. Sesleri telaffuz ve ardından kelime ve cümle kurma çalışmaları, ekolaktik konuşma ve persevelasyon sağaltımı yapılır.
Farmakolojik tedaviler: Otistik çocuklarda otizmle birlikte aileleri önemli ölçüde yoran, eğitimi engelleyen davranış, dikkat ve uyku sorunları görülür. Bu sorunların denetim altında tutulması için baz psikiyatrik ilaçlar kullanılır. Yine otistik çocukların birçoğunda epilepsi sorunu için epilepsi ilaçları da kullanılmaktadır. Şuan için otizmi tedavi eden bir ilaç yoktur.
Diyet: Otistik çocuklarda denenen bazı diyetler de vardır.Gluten ve kazeinin otizme neden olabileceği şeklinde çeşitli görüşler vardır. Bazı anne baba ve uzmanlar tarafından otistik çocuklara gluten ya da kazeinsiz diyetler uygulanmaktadır. Yine aynı şekilde Feingold diyeti, mayasız gıda içermeyen diyetler de uygulanmaktadır.
Kucaklama terapisi: Derin otizm tablolarında otistik çocuk kendisine dokunulmasına ve iletişim kurulmasına aşırı şeklide agresif tepkiler verir. Bu iletişim engelini kırmak için bu terapiyi bilen bir psikolog tarafından otistik çocuk ve anne arasında fiziksel ve duygusal iletişim kurdurmaya yönelik yumuşak dokunuşlar ile kucaklama terapisi yapılır.
Göz teması: Otistik çocukların çoğunluğu göz teması kurmaktan kaçınır. İletişimin ve eğitimin temeli olan göz göze bakma çalışmaları psikolog ve çocuk arasında belli gün ve saatlerde yapılacak ödül ve ceza yöntemlerini içeren terapilerle gerçekleştirilir. İyi bir çalışma ile göz teması sorunu giderilebilmektedir.