Eş seçimi

 

Eş seçiminde dikkat edilmesi gerekenler

Evliliğin hangi nedenlerle yapıldığına “insanlar neden evlenir” başlıklı yazımda değinmiştim. Evlenmeye karar veren kişilerin sağlam temellere dayanan bir evlilik yapması için eş seçimindeki kriterlerini çok iyi belirlemesi ve eş olarak seçeceği kişinin kendisine uygunluğunu iyi analiz etmesi gerekir. Aksi taktirde baştan temeli sağlam atılmayan evlilikler ileriki yıllarda mutsuz bir evlilik hayatının geçirilmesine ya da boşanmalara neden olacaktır.

Evlilik öncesi kişilik uyumunuzu test edin

Yapılan araştırmalar eş seçiminde çeşitli faktörlerin yer aldığını göstermektedir. Genelde evlilik sürecinde ya “karşıt kişiler birbirini çeker” ya da “benzer kişiler birbirini bulur. Fakat kanaatimce birbirine benzer yönlerin artması tarafların evlilik karını vermesini kolaylaştıran önemli bir etkendir.

Eşlerin kişilik uyumlarını kendilerinin analiz edememeleri durumunda MMPI kişilik testi tarafların kişilik uyumlarının belirlenmesinde entkili bir yol olabilir.

Kim Kiminle evleniyor

Amerika’da yapılan bir araştırmada çiftlerin hemen hemen hepsinin birbirlerinden en çok 13 sokak uzakta olanlarla evlendikleri tespit edilmiş. Bu da bize gösteriyorki mekansal yakınlık evlilikte önemli bir faktör olarak ortaya çıkıyor. İnsanlar aynı ülke, şehir ,mahalle ya da köyden kişilerle daha çok evleniyor. Bu da ileride aileler ve alışılan çevreye uzaklıktan kaynaklanacak aile içi iletişim sorunlarını azaltıcı bir rol oynuyor.

Kadınlar genelde kendinden yaş olarak büyük erkekleri tercih ediyor. Bazen boy uzunluğu bile belirleyici olabiliyor. Erkekler kendinden kısa bayanlarla evlenmede çok fazla seçici olmazken kadınlar kendinden kısa erkekleri tercih etmekte daha çok tereddüt yaşıyor.

Erkek ve kadınının eş tercihinde anne baba ve yetiştiği kültür yine önemli bir belirleyici olarak önemini koruyor. Doğu ülkelerinde çoğunlukla anne babanın veya içinde bulunduğu çevrenin onaylamayacağı kişiler eş olarak tercih edilmiyor; edildiğinde de çevresel faktörlerin etkisiyle çiftler daha çok sorun yaşıyor. Toplumumuzda gelenekler, ekonomik durum, eğitim düzeyi, dini inançlar ve bedensel özellikler de eş seçiminde önemli kriterlerler olarak karşımıza çıkıyor. Etnik köken özellikle aileler açısından hala belirleyiciliğini koruyor, kadınlar kendisiyle eşit ya da daha eğitimlileri seçiyor, yine kadın ya kendisine denk ya da kendisinden daha fazla ekonomik geliri olan erkekleri tercih ediyor, işsiz bir kadın rahatlıkla işi olan bir erkekle evlenebilirken işsiz bir erkeğin çalışan bir kadınla evlenmesi nadir bir olay olarak yaşanıyor. İş hayatında kadınların erkelere oranla daha çok yer aldığı bölgelerde bu durum evlenme oranlarını düşüreceğe benziyor.

Kadının iş hayatındaki oranı yükseldikçe ve işsizlik sorunu çözülmedikçe evlilik müessesesinin devamı için “ev erkeği” kavramının da toplumda kabul görmeye başlaması gerekiyor. Eş seçiminde yine önemli bir belirleyici dini inançlar olarak karşımıza çıkıyor. Müslüman-Hıristiyan, Alevi-sünni, gibi farklı din ve mezheplere mensup kişilerin evlenmeleri çok zor gerçekleşiyor, gerçekleştiğinde de toplumsal ve ailevi yaptırımlarla reddedilme gibi durumlar yaşanabiliyor.

    EVLİLİĞE GİDEN YOLDA SARI IŞIKLAR

Sarı ışık, trafikte bir sonraki hareket için sürücüye “dikkatli ol/hazırlan” mesajı verir. Duracaksanız ya da harekete geçecekseniz bu bir ön işarettir.

İlişkilerimizde de (özellikle evlilik gibi önemli kararlar arifesinde)
çiftlerin ilişkinin geleceği için göz önüne almaları gereken bir takım uyarı işaretleri vardır.

Bir çoğumuz yakın ilişkilerimizde bu ikazları görür ancak umursamayız. Evliliğe hazırlanan çiftleri , trafikte seyir halinde olan arabalar olarak düşünürsek aşağıda sıraladığım maddeleri de “ilişkinizin sarı ışıkları” olarak değerlendirebilirsiniz.

  1. Sürekli  ya da sıklıkla  “Beni seviyor musun”  diye sormak. Bu düşük benlik saygısına işaret eder. Psikolojik destek evlilikten daha iyi bir seçenek olabilir.
  2. Zamanınızın çoğunun tartışmalar, fikir ayrılıkları ve çözümsüzlüklerle geçmesi. Evlilik bunu daha da kötüleştirecektir.
  3. Evlenmeden önce beraber yaşamayı planlamak. Bu durum uzun evlilik şansınızı zedeleyecektir.
  4. Eşinizin ailesinden ayrılamayan veya hala onlarla yaşayabilecek biri olması. Aile bağımlılığı evlilikte önemli ve de çoğu zaman çözülemeyen bir sorun olarak karşınıza çıkacaktır.
  5. Eşinizin hobilerinizi bilmesi ancak onlara vakit ayırdığınızda size tepki göstermesi.
  6. Bir önceki ilişkiden kopamamış olmak. Bu durum, yenisinde hazır olmadığınızı gösterir. Yaygın olan “çivi çiviyi söker” mantığı gerçekçi değildir. Kerpetenin varlığını unutmayın. Bir önceki ilişkinizi beyninizden söküp attığınızda yenisi için hazırsınızdır.
  7. Eşinizin  herhangi bir alanda bağımlılığının olması ve bunu çözmek için çaba göstermemesi. Unutmayın ki siz onu eşisiniz terapisti değil. Evlilik için verilen sözler genellikle hayata geçirilememektedir.
  8. Eşinizin sizi fiziksel olarak incitmesi. Bu evlilikte de devam edebilir.
  9. Sadece cinsellik için evlenmek isteği. Fiziksel yakınlık evlilik için yeterli değildir. Duygusal, sosyal, ruhsal , entelektüel ve eğlenceli yakınlığa ihtiyacımız vardır.
  10. Kendinizi “Onu seviyorum ama..” derken bulmak. Bunun nedenlerini sorgulayın ve eşinizle paylaşın.
    Trafikte sarı ışık kullanma geleneği zayıf olan sürücülerin özellikle yakın ilişkilerinde bunları dikkate almaları dileğiyle.
Kaynak: Saynur Nevres Kaya/ Uzman psikolog/ögrt.grv./www.sanalpsikolog.com

| | © 2010 www.onlineterapiler.com online terapi sitesi Tüm hakkı saklıdır