Psikolojik travmaların tedavisinde etkin bir terapi tekniği olan EMDR Terapisi ve Emdr nedir?
EMDR- Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme- savaş stresi, taciz, doğal afetler veya çocukluk döneminde yaşanan üzücü olaylar gibi rahatsız edici yaşam deneyimlerinin neden olduğu duygusal sorunların yanı sıra, fobi, performans kaygısı, panik bozukluk, beden algısının bozukluğu, çocuklarda travma belirtileri, yas, kronik ağrı ve başka sorunların tedavisinde kullanılan psikolojik bir yöntemdir. EMDR, psikodinamik, bilişsel, davranışsal ve danışan merkezli yaklaşımlar gibi çok iyi bilinen farklı yaklaşımların öğelerini bir araya getiren bir yöntemdir (Shapiro, 2001).
EMDR, patolojinin, uygun olmayan bir şekilde yerleşmiş algılamalardan ortaya çıktığını var sayan, bilgi işleme modeline dayanan, sekiz aşamalı bir terapi yaklaşımıdır. EMDR tedavisi, zihindeki rahatsız edici olaylara ulaşılmasını, işlenmesini hızlandırmak ve öğrenme sürecini iyileştirmek için, hafızanın algısal öğelerine (duygusal, bilişsel ve bedensel) odaklanmaktadır.
Özetle belirtmek gerekirse, EMDR süreci:
1) Daha önceki dönemlere ait anıların çözülmesi amacıyla iç görünün ortaya çıkarılması, bilişsel yeniden düzenleme, uygun -adaptive- duygulanım ve fiziksel tepkilerin yeniden işlenmesinin sağlanması,
2) İkinci derece koşullanmanın sonucu olarak, mevcut stres faktörünü tetikleyen uyaranın duyarsızlaştırılması,
3) Gelecekte daha iyi işlev gösterilebilmesi için uygun tutumların, becerilerin ve arzu edilen davranışların yerleştirilmesi sürecidir.
Psikolog Francine Shapiro, 1987 senesinde EMDR’nin ortaya çıkmasını sağlayan ilk gözlemini yaptı. İstemli göz hareketlerinin, olumsuz ve rahatsız edici düşüncelerin yoğunluğunu azalttığını fark etti. Dr. Shapiro, bir süre sonra, travmatize olmuş Vietnam gazileri ve cinsel istismara uğramış olan kişilerle EMDR’nin etkinliğini araştırmak üzere çalışmalar yaptı (Shapiro, 1989).
Bu çalışmalarda, danışanlarından duygusal anlamda kendilerini rahatsız eden materyale odaklanmalarını ve aynı zamanda terapist tarafından yönlendirilen iki yanlı göz hareketlerini (ellere hafifçe vuruş ve sesle uyarım da sıkça kullanılmaktadır) takip etmelerini istemiştir. Çalışmanın sonuçları göstermektedir ki, EMDR, danışanların travma belirtilerini anlamlı derecede azaltmaktadır.
EMDR, danışan merkezli bir yaklaşımdır. EMDR, kısa süreli ve yoğun maruz bırakmaları, hedef yaşantının detaylarına yönelik tamamlanmamış maruz bırakmaları ve tedavinin etkinliğini azalttığı düşünülen danışan davranışlarına yönelik yönlendirici olmayan bir yaklaşım kullanarak, semptomlardan arınmayı sağlar. EMDR’nin yapısı, taşırma tekniği - maruz bırakma, hayali maruz kalma veya bilişsel terapiden farklıdır (bkz. Rogers ve Silver, 2002).
Varsayımlara göre, EMDR uygulaması, terapistin, danışanın kendine ait iyileşme mekanizmasını harekete geçirmesine izin vermektedir. Shapiro’ya göre, EMDR travmatik anıya erişilmesini ve böylece bilgi işlemenin iyileşmesini ve travmatik anı ile daha uygun olan anıların veya bilgilerin arasında ilişki kurulmasını sağlamaktadır.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu - TSSB konusunda, EMDR psikoterapötik tedaviler arasında üzerinde en çok araştırma yapılandır. 1989 senesinden itibaren yöntemle ilgili yaklaşık 20 kontrollü çalışma yapılmıştır (Carlson v.d., 1998; Edmond v.d.. 1989; Ironson v.d., 2002; Lee v.d., 2002; Marcus v.d., 1997; Power v.d., 2002; Rothbaum 1997; Scheck v.d., 1998; Taylor v.d., 2003; Wilson v.d., 1995, 1997). Meta analiz çalışmaları göstermektedir ki, EMDR, hiçbir tedavi görmeyen veya spesifik olmayan bir tedavi gören kontrol gruplarına göre çok daha etkili olmaktadır. Maruz kalma veya diğer bilişsel davranışçı tedavi yaklaşımları ile de benzer sonuçlar vermektedir (Davidson ve Parker, 2001; Maxfield ve Hyer, 2002). Ampirik çalışmalara göre ise EMDR, TSSB için en diğer travma müdahalelerine nazaran çok daha etkilidir (Van Etten ve Taylor, 1998; Power v.d., 2002).
Yapılan çalışmalara göre EMDR, spesifik fobi (De Jongh v.d., 1999, 2002), performans kaygısı (Maxfield ve Melnyk, 2000), panik bozukluk (Goldstein ve Feske, 1994), beden algısının bozukluğu (Brown, McGoldrick ve Buchanan, 1997), çocuklarda travma belirtileri (Chemtob v.d., 2002), yas (Sprang, 2001) ve kronik ağrı (Grant ve Threlfo, 2002) gibi çeşitli psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde de etkili olabilmektedir.
Travmanın tedavisinde EMDR’nin kullanımı birçok kurum tarafından kabul görmektedir. Amerikan Psikiyatri Derneği Akut Stres Bozukluğu ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu Uygulama Kılavuzu (American Psychiatric Association Practice Guideline for the Treatment of Patients with Acute Stress Disorder and Posttraumatic Stres Disorder, 2004), akut ve kronik TSSB belirtilerinin iyileştirilmesindeki etkinlik açısından, EMDR Terapisi ve Bilişsel Davranışsal Terapiyi aynı etkinlik statüsünde göstermektedir. A.B.D. Savaş Gazileri Departmanı ve Savunma Departmanı da, TSSB tedavisinde tavsiye edilen terapiler içersinde en üst sıraya EMDR’yi koymuştur (Clinical Practice Guidelines, 2004). Ayrıca, Uluslararası Travmatik Stres Çalışmaları Örgütü (International Society for Traumatic Stress Studies - ISTSS) EMDR’yi TSSB için etkili bir müdahale olarak kabul etmektedir (Chemtob v.d., 2000). Çeşitli uluslararası sağlık ve devlet kurumları da benzer şekilde kararlar almışlardır.(İngiltere Krallığı Sağlık Departmanı, 2001; İsrail Ulusal Ruh Sağlığı Birimi, 2002).
EMDR’nin nasıl çalıştığı henüz tam olarak bilinmemekle birlikte, EMDR’nin yaşantıların yeniden işlenmesini nasıl iyileştirdiğiyle ilgili olası mekanizmalar hakkında devam eden araştırmalar bulunmaktadır. Araştırmacıların hem fikir oldukları konu şu: şimdiki zamanda meydana gelenler, geçmiş yaşantılar sonucu ortaya çıkan ve danışan için halen bir üzüntü kaynağı olan olumsuz düşünceleri, duyguları ve fiziksel duyumları tekrar uyarabilmektedir. Görünen o ki, EMDR bu olaylar arasındaki ilişkiyi değiştirerek, hem geçmiş hem de şimdiki zamanda yaşanan olaylarla ilgili, mevcut olarak yaşanan stresi büyük ölçüde azaltmaktadır.
EMDR’nin, (1) hafızaya ilişkin unsurların birleştirilmesi, (2) düşünceli olma, yoğunluk, dalgınlık, (3) serbest çağrışım, (4) travmatik canlandırmaya hızlı erişimi ve yeniden işlenerek serbest kalmasını sağlamasına ve (5) göz hareketleri ve diğer uyaranlar gibi bilişsel ve duygusal materyalin hızlı bir şekilde işlenmesini nasıl harekete geçirdiğine dair çeşitli hipotezler öne sürülmüştür.
Göz hareketlerinin mekanizmasına ilişkin, ortak olarak öne sürülen varsayım, adaptif tepkiyi ortaya çıkaran şeyin, iki yönlü uyarım olduğudur (MacCulloch ve Feldman, 1996). Bu uyumlu tepkinin, nörobiyolojik mekanizmaları teşvik ettiği ve böylece epizodik anıların harekete geçmesini ve bunların kortikal semantik hafızaya entegre olmasını hızlandırabileceği öne sürülmektedir (Stickgold, 2002). Bazı çalışmalar ise (Andrade v.d., 1997; van den Hout v.d., 2001), göz hareketlerinin veya diğer uyarımların, hedef anıya ilişkin algılamalar üzerinde bir etki yarattığı, resmin canlılığını ve bununla ilişkili duyguların şiddetini azalttığı yönündedir. Ancak EMDR sırasında göz hareketlerinin aktif rolünü desteklemeyen bazı araştırmalar da bulunmaktadır. Bu çalışmaların çoğu, yeterli gruplar arası ayrımın yapılmasına izin vermeyecek derecede küçük örneklem gruplarına sahiptir ve aynı zamanda çok kısa süreli müdahalelere ve klinik olmayan popülasyona dayandırılarak gerçekleşmiştir. Dolayısıyla EMDR’de göz hareketlerinin rolünün daha iyi anlaşılabilmesi için daha fazla araştırmaya gerek duyulmaktadır.
EMDR süresince, terapist müdahalenin odak noktası olacak spesifik problemi belirlemek için danışanla birlikte çalışır. Terapist, yapılandırılmış prosedüre dayanarak, danışanın kendisini rahatsız eden durumu veya olayı tanımlamasına rehberlik eder ve üzücü olan önemli kısımlarını seçmesine yardımcı olur. Danışan göz hareketlerini takip ederken aynı zamanda hedef anının veya diğer anıların çeşitli kısımlarını deneyimler. Terapist, danışanın kendi başına doğru bir şekilde işleyip işlemediğinden emin olmak için, düzenli aralıklarla göz hareketlerini durdurur. Terapist bu süreçte danışana yardımcı olur ve ne yönde müdahale edileceği hakkında kararlar verir. Buradaki amaç, danışanın olumsuz deneyimle ilgili bilgiyi hızlı bir şekilde işlemesi ve uygun bir çözülmeyi sağlamaktır. Shapiro’nun deyimiyle bu belirtilerin azalması, danışanın negatif inancının yeni bir pozitif inanç ile yer değiştirmesi ve daha optimal seviyede işlevsellik göstermesi anlamına gelmektedir. EMDR tedavisi tek bir travma söz konusu olduğunda 1 ila 4 seans arasında, daha zor problemler söz konusu olduğunda ise 1 sene veya daha uzun sürebilmektedir.
EMDR ile travma tedavisi prosedürü adım adım tanımlanmış bir süreçtir. EMDR tedavisi sekiz aşamadan oluşur:
1. Danışan Geçmişi
2. Hazırlık
a. Danışanla ilişki (rapport)
b. EMDR’nin açıklanması ve danışanın onayı
c. Özel, ideal veya güvenli bir yerin yaratılması
3. Değerlendirme
a. Hedef anının (resmin) belirlenmesi
b. Bu durumdaki olumsuz inancın belirlenmesi (şimdi ve şu anda)
c. Bu durumdaki olumlu inancın belirlenmesi (şimdi ve şu anda)
d. Bu olumlu inancın öznel geçerliliğinin belirlenmesi
e. Hedef anıya yönelik duyguların belirlenmesi (şimdi ve şu anda)
f. Öznel rahatsızlık ölçeğinde hedef anı ve diğer olumsuz olayların verdiği rahatsızlığın ölçüsünün belirlenmesi
g. Tüm bu sıkıntıların bedendeki yer alışının tesbit edilmesi (şimdi ve şu anda)
4. Duyarsızlaştırma
5. Yerleştirme
6. Beden Tarama
7. Tamamlama
8. Yeniden Değerlendirme (bu aşama bir sonraki seansta yer alır)
________
Bu metin ; Professional Brosure; EMDRIA (EMDR International Association) Press, 2005 metninin türkçe çevirisidir...
Kaynaklar:
1. Shapiro, F., Eye Movement Desensitization and Reprocessing: Basic Principles, Protocols and Procedures, 2nd Edition, Guilford Press,Newyork, 2001.
2. EMDR Treatment and Training Manual \ Level 1, EMDR Institute.Inc,2002 (türkçesi, yayımlanmamış metin,DBE)
3. EMDR Treatment and Training Manual \ Level 2, EMDR Institute.Inc,2002 (türkçesi, yayımlanmamış metin,DBE)
4. Facilitator Guıdelines, Policies and Training Handbook, EMDR Institute.Inc,2002 (türkçesi, yayımlanmamış metin,DBE)
5. EMDR as an Integrative Psychotherapy Approach, Edited by Shapiro F., American Psychological Association, Washington,DC , 2002.
6. Extending EMDR, Edited by Manfield P., A Norton Professional Book, Newyork, 1998
7. Grand, D. Işık Hızında Duygusal İyileşme – EMDR, Kuraldışı Yayıncılık, İstanbul, 2005
8. Konuk, E., Yüksek H., Eke, İ., Travmaya Müdahale Eğitim Notları, Yayımlanmamış Metin
_____________________________________________________________
Psikolojik travmaların tedavisinde etkin bir terapi tekniği: EMDREMDR (Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme) 1987 yılında Amerikalı psikolog Francine Shapiro tarafından keşfedilen bir psikoterapi tekniğidir. Doktora teziyle uğraştığı sırada, istemli göz hareketleriyle birlikte rahatsız edici düşünceleri düşündüğünde, bu düşüncelerin yarattığı olumsuz hislerin azaldığını gören Shapiro, bu keşfinin etkinliğini araştırmak adına Travma Sonrası Stres Bozukluğu olan Vietnam gazileriyle, tecavüz ve cinsel istismar mağdurlarıyla araştırmalar yapmıştır.
Bu araştırmalar sonucunda göz hareketleriyle duyarsızlaştırmanın (EMD) travmatik yaşantıların olumsuz etkilerini anlamlı derecede azalttığını görmüştür. Araştırmalarına devam eden Shapiro, göz hareketleriyle duyarsızlaştırma (EMD) uyguladığı danışanların ve EMD’yi uygulayan diğer klinisyenlerin verdiği geribildirimler çerçevesinde, terapi sonrası hastalarda travmatik yaşantıyla ilgili oluşan içgörü ve bilişsel değişiklikleri de ekleyerek, EMD tekniğini geliştirerek bugün kullanılan şeklini vermiştir (EMDR). Shapiro EMDR’nin işleyişini ve etkinliğini açıklamak adına “Bilgi İşleme Teorisi” adını verdiği bir teori ortaya çıkarmıştır. Bu teoriye göre bütün insanların fizyolojik bazlı bir bilgi işleme sistemi vardır.
Bu sistem, bizim deneyimlerimizi ve anılarımızı onlara ulaşarak en etkin şekilde işlememizi sağlar. Anılarımız, zihinde onlarla ilgili düşünceler, görüntüler, duygular ve hisler şeklinde depolanır. Öğrenme süreci, yeni bilgilerin, hafızamızda hali hazırda bulunan eski bilgilerle bağlantıya geçebilmesiyle olur. Çok olumsuz ya da travmatik bir olay yaşandığında, bu olaya bağlı oluşan olumsuz duygular, bilgi işleme sürecine müdahale etmekte ve bu işlemin yarıda kalmasına sebep olmaktadır. Böylece travmatik anının, hafızanın diğer kısımlarında tutulan diğer bilgilerle bağlantısı kopmuş olur.
Mesela bir tecavüz mağduru, yaşadığı olayın tecavüzcünün suçu olduğu bilir, fakat bu bilgiyle, travma sonrası oluşan kendini suçlama hissi bağlantıya geçemediği için saldırının kendi suçu olduğunu düşünmeye devam eder. Bir kişi yaşadığı travmayı düşünürken, ya da bu travmatik anı benzer durumlarda ya da ortamlarda tetiklendiğinde, o olayı tekrar yaşadığını hissedebilir. Travmatik olay sırasında ortaya çıkan güçlü olumsuz fiziksel ve duygusal tepkileri sadece olay aklına geldiğinde bile gösterebilir. Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) semptomları olan travmayla ilgili zorlayıcı ve aniden araya giren düşünceler, duygusal rahatsızlık ve kendiyle ilgili olumsuz inançlar, travmatik anının düzgün bir biçimde işlenememesinden kaynaklanmaktadır.
Shapiro EMDR’ın, işlenme süreci yarıda kalan travmatik anıları sağlıklı bir biçimde işleyerek, bu anıya bağlı ortaya çıkan rahatsızlıkların giderilmesini sağladığını belirtmiştir. Bilgi İşleme süreci, travmatik anının zihinde uyumlu bir biçimde saklanmasını sağlamaktadır.
Bu sürecin devamında travmatik deneyim, uygun duygular, hisler ve kişisel inançlarla birlikte kodlanmakta ve kişinin bu anıya atfettiği olumsuz düşünce ve duyguların olumlu bir şekilde kodlanması sağlanmaktadır.
EMDR çeşitli psikoterapi yaklaşımlarını bünyesinde barındıran (psikodinamik, bilişsel-davranışçı, deneysel, beden-odaklı) kapsamlı ve bütünleyici bir psikoterapi tekniğidir. EMDR’nin yapılandırılmış bir protokolünün olması, tedavinin etkinliğini oldukça arttırmaktadır. Bu protokol, travmanın yol açtığı olumsuz duygu, inanç ve beden duyumlarına karşı duyarsızlaştıran ve olumlu bir şekilde yeniden işlenmesini sağlayan 8 adımdan oluşmaktadır.
Teknik sırasında göz hareketleriyle, seslerle ya da bedende yapılan küçük dokunuşlarla çift taraflı (beynin sağ ve sol tarafı) uyarım sağlanır. Bu uyarım sırasında danışan geçmiş anılarına, o anıları tetikleyen bugün yaşadığı olaylara, ve gelecekte yaşamak istediği olumlu deneyimlere gider.
Bu süreç boyunca danışan içgörü kazanmak, anılarda değişim yaşamayı, ya da yeni bağlantılar kurmayı deneyimleyebilir.
EMDR’nın Sekiz Adımı
1) İlk adım danışanın geçmişiyle ilgili bilgi almaktır. Terapist danışanın EMDR için uygunluğunu analiz eder, uygun bir tedavi planı çıkarır ve EMDR’la çalışılacak olay belirlenir.
2) Terapist danışana EMDR sürecini açıklar ve danışandan onay alır. Terapist danışanla beraber, seanslar süresince ve/veya sonrasında onu rahatlatacak bir “güvenli yer” belirler.
3) 3-6 adımlarında EMDR ile çalışılacak anı belirlenir ve EMDR prosedürü kullanılarak işlenmeye başlanır. Danışan çalışmak istediği anıyı en iyi anlatan resmi seçer ve bu resme baktığında kendisiyle ilgili düşündüğü olumsuz inancı belirler. Bu olumsuz inancın yerine o resme baktığında kendisiyle ilgili neye inanmak istediği belirlenir ve su anda resme baktığında kendisiyle ilgili olumlu inancın ne kadar geçerli olduğunu 1 ile 7 arasında değerlendirir. O resimle ilgili duyguları, 0 ile 10 arasında rahatsızlık derecesi ve bu resmi düşündüğünde bedeninde oluşan sıkıntıları belirledikten sonra bir sonraki adım olan duyarsızlaştırmaya geçir.
4) Duyarsızlaştırma aşamasında danışan çalışmak istediği resmi, bu resme baktığında kendisiyle ilgili düşündüğü olumsuz inancı, duygularını, bedeninde yaşadığı sıkıntıyı düşünerek terapistin yaptığı çift taraflı uyarıma (göz hareketleri, ses ya da küçük dokunuşlara) odaklanır.
5) Yerleştirme aşamasında danışanın kendisiyle ilgili belirlediği olumlu inanç çift taraflı uyarımla yerleştirilir.
6) Beden tarama aşamasında danışan onu rahatsız eden resmi düşünüp bedenini tarar ve bedeninde herhangi bir rahatsızlık olup olmadığını belirler. Bedensel rahatsızlıklar çift taraflı uyarım kullanılarak duyarsızlaştırılır ve yeniden işlenerek giderilir.
7) Kapanış aşamasında terapist danışana bir sonraki seansa kadar çalışılan resimle ilgili ortaya çıkan duygu, görüntü ya da bedensel duyumları not etmesini belirtir ve bu gibi durumlarla başa çıkabilmesi için çeşitli rahatlama egzersizleri gösterir.
8) Bir sonraki seans değerlendirme aşamasıyla başlar. Bir öncesi seans ve daha sonrasında ortaya çıkan değişimler değerlendirilir. EMDR seanslarından sonra danışanlar genellikle çalışılan anıya bağlı duygusal rahatsızlığın ortadan kalktığını ya da büyük bir ölçüde azaldığını ve önemli bir ölçüde içgörü kazandıklarını belirtmektedirler.
Edinilen bu duygusal ve bilişsel değişiklikler, danışanların, davranışlarında ve kişisel yaşamlarında olumlu değişimlere yol açmaktadır. EMDR travma başta olmak üzere birçok psikolojik zorlukla başa çıkmada etkinliği kanıtlanmış ve geniş ölçekte kullanılan bir psikoterapi tekniğidir.
EMDR Nerelerde kullanılıyor?
EMDR travma başta olmak üzere birçok psikolojik zorlukla başa çıkmada etkinliği kanıtlanmış ve geniş ölçekte kullanılan bir psikoterapi tekniğidir. Shapiro’nun geliştirdiği standart EMDR protokolü zaman içerisinde çeşitli psikolojik rahatsızlıklarla çalışan klinisyenler tarafından geliştirilmiştir.
Yapılan çalışmalarda EMDR’ın sadece Travma Sonrası Stres Bozukluğu’nun (TSSB) tedavisinde değil, birçok değişik psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde etkinlik gösterdiği çeşitli çalışmalarla gösterilmiştir.
EMDR’ın aşağıda belirtilen psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde etkinliği, yapılan çalışmalarla desteklenmiştir.
1) Irak, Afganistan, Vietnam, Kore ve 2.Dünya Savaşı’nda savaşmış TSSB semptomları gösteren ve tedaviye dirençli askerlerle yapılan çalışmalarda EMDR seanslarından sonra danışanların TSSB’na bağlı yaşadıkları flashback’lerin (olaya geri dönme), kabusların ve diğer TSSB semptomlarının kaybolduğu görülmüştür.
2) Fobi, Panik Bozukluk ve Yaygın Kaybı Bozukluğu yaşayan kişilerin EMDR’dan sonra korkuları ve semptomlarında hızla azalma olduğunu belirtmişlerdir.
3) Suç mağdurları, polisler, itfaiyeciler ve saha çalışanları gibi saldırıya maruz kalan ve/veya işlerinin doğası gereği yoğun stres altında çalışan kişilerin, EMDR’den sonra bunlara bağlı rahatsızlıklarının kaybolduğunu belirtmişlerdir.
4) Bir yakının kaybına bağlı olarak yoğun üzüntü ve yas yaşayan kişilerin EMDR seanslarından sonra yas sürecini daha rahat atlattıkları gözlemlenmiştir.
5) Çocuklar ve ergenlerin yaşamış oldukları travmalara bağlı gelişen semptomlarında iyileşme görülmüştür.
6) Cinsel saldırı mağdurları EMDR seansları sonrasında normal hayatlarına geri dönebilmekte ve sağlıklı duygusal ilişkiler kurabildikleri görülmüştür.
7) Doğal afet veya insan eliyle oluşturulan felaket mağdurları normal hayatlarını sürdürebilmektedirler. 8) Kaza, ameliyat, ya da yanıklara maruz kalan, ve buna bağlı olarak duygusal ve fiziksel açıdan rahatsızlık duyan kişilerin EMDR seanslarından sonra üretken hayatlar yaşamaya başladıkları gözlemlenmiştir.
9) Aile, evlilik sorunları ve cinsel sorunlar yaşayan kişilerin sağlıklı ilişkiler kurabilmesini sağlamada etkili bir teknik olduğu görülmüştür.
10) Madde ve seks bağımlılığı olan kişilerin ve patolojik kumarbazların EMDR’la çalıştıktan sonra daha istikrarlı bir iyileşme süreci yaşamadığı ve bağımlılığın tekrarlama riskinin düşürülmesinde etkin olduğu görülmüştür.
11) Disosiyatif Bozukluğu olan kişilerin iyileşme sürecinin EMDR ile, geleneksel tedavi metotlarına nazaran, daha kısa sürede gerçekleştiği görülmüştür.
12) Performans kaygısı yaşayan, ya da okulda, işte, sanat ve spor dallarıyla uğraşırken eksiklik yaşayan bireylerin performansının arttırılmasında etkili bir şekilde kullanılmaktadır.
13) Somatik/Somatoform bozukluk, migren ağrısı, kronik ağrı, kronik egzama, gastrointestinal problemler, olumsuz beden imajı yaşayan kişilerin tedavisinde kullanılmaktadır.
14) Akut travma, Travma Sonrası Stres Bozukluğu ve travma bazlı kişilik sorunlarının tedavisinde bilinen en etkili psikoterapi tekniklerinden biridir.
Uzm. Psikolog Cigdem Yumbul
http://blog.milliyet.com.tr/psikolojik-travmalarin-tedavisinde-etkin-bir-terapi-teknigi--emdr/Blog/?BlogNo=282614
EMDR: Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme
Anılarınızda Yaşıyorsunuz...
Anılarınızda Yaşamayı Bırakın.
Düşlerinizde Yaşayın...
Ancak O Zaman Geçmişin Takıntılarından Kurtulabilirsiniz.
Geçmişimizi değiştiremeyiz ama o geçmiş yaşantıların bizim üzerimizdeki travmatik olumsuz etkilerini azaltabilir hatta ortadan kaldırabiliriz.
HAYAT TEK KULLANIMLIKTIR... UNUTMAYIN
EMDR-IŞIK HIZINDA DUYGUSAL İYİLEŞME!
EMDR' LA TANIŞIN
EMDR nedir?
EMDR- Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme-
Travma sonrası stres bozukluğu, taciz, doğal afetler veya çocukluk döneminde yaşanan üzücü olaylar gibi rahatsız edici yaşam deneyimlerinin neden olduğu duygusal sorunların yanı sıra, fobi, performans kaygısı, panik bozukluk, beden algısının bozukluğu, çocuklarda travma belirtileri, yas, kronik ağrı ve başka sorunların tedavisinde kullanılan ; psikodinamik, bilişsel, davranışsal ve danışan merkezli yaklaşımlar gibi çok iyi bilinen farklı yaklaşımların öğelerini bir araya getiren, ilaç ve hipnoz kullanılmadan yapılan bir psikoterapi uygulamasıdır.
EMDR terapisi ile psikolojik sorunların çözülmesinde son derece hızlı ve etkili sonuçlar alındığı görülmektedir.
EMDR psikolojik travmanın yarattığı duygusal kilitlenmişliği açar ve kişinin doğal iyileştirici kaynaklarının harekete geçmesine izin verir. Böylece beyinde hapsolmuş/kilitli kalmış travmatik yaşantının işlenmesini sağlar.
EMDR 1987'de alternatif bir terapi biçim olarak kullanılmaya başlanmış ve klinik çevrelerde büyük ilgi görmüştür .
Ülkemizde 1999 depreminden sonra travmatize olmuş çocukların ve yetişkinlerin ruh sağlıklarını düzeltmek ve korumak amacıyla kullanılmıştır. Zaman açısından diğer psikoterapi seanslarına göre avantajlı olmakla birlikte, bireylerin sahip olduğu rahatsız edici anıların çokluğuna göre terapi süresi uzayabilmektedir. Travma sonrası stres bozukluğu, panik- atak, fobiler, özgüven eksikliği, performans geliştirme gibi konular için uygunluğu ispatlanmıştır.
EMDR Kimlere Uygulanır?
EMDR Travmatik yaşam deneyimlerine bağlı ruhsal bozukluğu durumlarında endikedir.
Travmatik etken uzun yıllar önce gerçekleşmiş olabileceği gibi EMDR son bir kaç ay içersinde gerçekleşmiş olaylar nedeni ile koruyucu olarak da kullanılabilir.
EMDR, TSSB için en etkili tedavi yöntemlerinden biridir ve diğer travma müdahalelerine nazaran çok daha etkilidir.
Yapılan çalışmalara göre EMDR,
- spesifik fobi
- performans kaygısı
- panik bozukluk
- beden algısının bozukluğu
- çocuklarda travma belirtileri
- kronik ağrı gibi çeşitli psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde de etkili olabilmektedir.
Kim EMDR Tedavisini Uygulayabilir?
EMDR. Ancak Uluslararası EMDR Enstitüsü ( EMDR Insititute) tarafından açılan iki düzey sertifikalandırılmış eğitimi tamamlamış ve süpervizyon çalışmalarına katılmış ve sertifika almış psikoterapist olan kişilerce uygulanabilir.
Emdr Terapisi Ne Kadar Sürmektedir?
Uygulama genellikle 5-10 görüşme sürmektedir. Ancak 1-2 görüşme ile çarpıcı derecede iyi sonuçlar alındığı dahi görülmektedir. EMDR da iyileşme herkes için farklıdır çünkü iyileştirme süreci kişinin içsel süreçlerine göre yönlendirilmektedir. Geçmişte yaşanan bazı olaylar ve anılar, hepsi olmamakla birlikte ortaya çıkabilir ve bazen tek bir EMDR seansıyla iyileştirilebilir
Uygulama Nasıl Yapılmaktadır?
EMDR tekniği ikili uyarımlar yoluyla bireylerin zihinlerine hapsolmuş ve şu anki yaşantılarını etkileyen rahatsız edici anıları ortaya çıkararak, bu anılara dair duyarsızlaşmanın sağlanmasıdır. Duyarsızlaştırma süreci, trafik kazası, taciz, deprem vs. gibi travmatik olaylar için olabildiği kadar, kendimizi değersiz, çirkin, yetersiz, kusurlu, aptal hissetmemizi sağlayan çocukluk anıları da olabilmektedir. Yapılan araştırmalar insanların geçmişlerine dair akıllarında kalan olayların çoğunun, olumsuz içerikli olduğunu göstermektedir. Bir kaza geçirmek kadar ilkokul öğretmenimizden duyduğumuz bir söz de yaşantımızı travmatik biçimde değiştirebilir. Her bireyin bu rahatsız edici anıları deneyimleyişi ve baş etme gücü farklıdır.
Duyarsızlaştırma aşamasını, bireyin olumsuz yaşantılar sonucu bozulmuş kendilik algısının yeniden yapılandırılması aşaması izlemektedir. Değerli olma, sevilebilir olma, güvende olma, hayatının kontrolünü elinde bulundurma, kararlarına güvenebilme, başarılı olmaya dair bir çok inanç yeniden yapılandırılır. Bu süreci yeni ve daha işlevsel davranış biçimlerinin ortaya çıkmasının cesaretlendirilmesi izler.
TRAVMA VE EMDR
Kişinin ruhsal dünyasında uzun dönemli olumsuz etki yaratan her olay ve durum "travmatik" olarak adlandırılır. Herkesin geçmişinde büyüklü küçüklü travma yaşantıları vardır. Hayatımızdaki travmatik olayların çoğu birbirinden farklı, kimi bir saniye kimiyse saatler süren ve hayatta yalnız bir kez yaşanan olaylardır. Otomobil kazası, soygun yaşamak ebeveynlerden birinin ani ölümü. Travmanın şiddeti ve tedavi şekli vakadan vakaya farklılık gösterir. Kişinin genetik ve psikolojik yapısı değişikliğe neden olur. Bazı insanlar dehşet verici olayları kolay atlatır, bazıları ise katlanabilir olaylardan fazlaca etkilenebilir. Bir dereceye kadar hepimiz ömür boyu yaşadığımız travmalara dayanabiliriz. Sevgili tarafından reddedilmek bile iz bırakabilir. Her birimiz travmalara değişik tepkiler veririz.
Hatırlayalım ya da hatırlamayalım, bizde korku ya da kaygı yaratan olay ve durumları çağrıştıran şeylerden ileriki yaşantımızda korkmaya ve kaçınmaya devam edebiliyoruz. Korku ve kaygı konusuna dikkatimizi verip düşündüğümüzde, nedenini kavrayamasak da bir şeyden korktuğumuzu görebiliriz. Örneğin, korktuğumuz şeyin ne olduğunu bilebiliriz (bu şey örneğin kediler olabilir), ama bu korkunun nedenini bulamayız ve şiddetine bir anlam veremeyiz. Akşam evde yalnız kalmaktan korkuyoruzdur ama nedeni ile ilgili en ufak bir fikrimiz olmayabilir; tek bildiğimiz, her biri kendi başına travmatik olaylar olan evde tek başına kalma deneyimlerimiz esnasında ne kadar korktuğumuzdur. Kapalı yerlerden korkuyoruzdur, ancak bunun nedenini düşündüğümüzde 3 sene önce kapalı bir mekanda yaşadığımız panikten başka bir şey aklımıza gelmez; bu korkunun hala neden devam ettiği ile ilgili bir açıklamamız yoktur ya da kapalı yerdeki ilk kaygı deneyimimizin nedeni ile ilgili bir açıklama getiremeyebiliriz. Benzer bir şekilde, korku duyduğumuz anda korktuğumuz şeyin ne olduğunu dahi bilmeyebiliriz ya da bilsek de korku seviyemizin korkulan şeyin gerçekten yarattığı tehlike ile çok orantısız olduğunu ya da hiç ilgisi olmadığını söyleriz. Örneğin, topluluk içinde konuşmaktan çok korkuyoruzdur, nedeni sorulduğunda sadece "rezil olmaktan çok korkuyorum" deriz ya da ortaokulda sınıfta yaşadığımız bir sözlü sınavındaki başarısızlığımızdan bahsederiz ama erişkin yaşantımızda bu korkuyu neden bu şiddette yaşadığımızı bir türlü anlayamayız. Bütün bu durumlarda iç konuşmamız şuna benzer; "biliyorum bundan korkmam çok anlamsız / çok abartılı ama ne yapayım engel olamıyorum". Sorun bizi etkileyen bir geçmişimizin olması değil bu geçmişin olumsuz etkisinden kurtulamıyor olmamızdır.
Bazen korkudan korkma kendi başına travmatik bir durum olmaya başlar. Kişi korkacağını ya da kaygılanacağı hissettiği durumlardan kaçınır, hayatını korkusunu tetikleyeceğini düşündüğü durumlardan kaçınmak üzerine kurmaya başlar. İşi denizin karşı yakasındaysa ve vapura binmekten korkuyorsa karşı yakaya taşınabilir ya da işini değiştirebilir. Burada kişinin yaşadığı her korku deneyimi, ister korktuğu şeyle yüzleştiği bir durum olsun (vapurda panik atak yaşamak), isterse sadece bu durumla ilgili düşünceler olsun (vapurda panik atak yaşayacağını düşünüp kaygılanmak), kendi başına travmatik bir deneyim olabilir. Bu korku deneyimi öyle bir iz bırakabilir ki kişi benzer bir korku ya da kaygıyı yaşayacağını inandığı her durumdan kaçar. Yani korkmanın kendisi travmatik bir deneyim olmuştur.
Travma konusunda daha ayrıntılı ve güncel bilgiler için Travma sonrası stres bozukluğu ve tedavisi yazımızı da okuyabilirsiniz.
EMDR NASIL YARARLI OLUR?
İnsanlar fiziksel yaralanmalara maruz kalabilecekleri gibi psikolojik yaralanmalara da maruz kalırlar. Beynin kaynakları uygun koşullar olduğunda bu yaraları iyileştirir. Beynimiz nasıl ki fiziksel bir yarayı aşırı olumsuz şartlar olmadığı zaman kendi kendisine iyileştirebiliyorsa tarvmatik olayların yol açtığı psikolojik yaralanmaları da beynimiz iyileştirme potansiyeline ve eğilimine sahiptir. Bu doğal bir eğilimdir, normal şartlarda harekete geçirilmesi gereken bir süreç değildir. Ancak bazı durumlarda bu doğal iyileşme süreci bazı nedenlerden ötürü kesintiye uğrar. Nasıl ki fiziksel yarayı steril bir ortamda tutamazsak ve olumsuz dış etkilerden koruyamazsak o yaranın iyileşme süreci aksarsa, aynı şekilde yaşanan olumsuz olayın yol açtığı psikolojik yaralanma da uygun olmayan koşulların varlığında kendi kendini iyileştiremez. Travmatik yaşantıların ne zaman olduğu, ne kadar sürdüğü, uzman yardımı alınıp alınmadığı, olumsuz yaşantının kişi için olan anlamı, travmatik yaşantı sonrasında kişinin çevresine adapte olmakta ne kadar zorlandığı, çevrenin desteği gibi değişkenler kişinin bu yaşantılar nedeni ile ileride psikolojik sorun yaşayıp yaşayamayacağı üzerinde etkilidir.
Sağlıklı bir süreçte beyin kişinin yaşadığı olumsuz yaşantının etkilerini zamanla işler. Beynin bu doğal bilgi işleme süreci sonucunda kişi eski tarvmatik olayı hatırlasa da bu olayla ilgili ya çok az rahatsızlık duyar ya da duymaz. Bazen bu doğal bilgi işleme süreci tıkanıklığa uğrar ve yaşanan olumsuz olay ya da olaylarla ilgili resim, düşünce ve duygular işlenmeden kalırlar. Bu tıkanmışlık kişide geçmişin etkisinden kurtulamama hissini yaratır. Mantık bu olayın geçmişte kaldığını söylese de kişi yaşadığı olumsuzluğun duygusal etkisinden kurtulamaz. Sekteye uğrayan işlemleme, travmatik anının, diğer anılar gibi doğal işlemlerden geçerek depolanmasını önlemektedir.
EMDR kişinin olumsuz yaşantı ile ilgili bilgiyi hızlı bir şekilde işlemesini sağlamaktır. Psikolojik problemlerin birçoğunda sorun, olumsuz olayın olmasından ziyade bu olayla ilgili olumsuz duyguların işlenememesi ile ilgilidir. EMDR ile çift yönlü uyarma sırasında, bireye sıkıntı veren sahne, düşünce, duygu ve beden duyumsamasına odaklanması istenir. Bu süreç sonucunda geçmişte daha önceden sözünü ettiğimiz nedenlerden dolayı harekete geçmekte yetersiz kalmış olan adaptif bilgi işleme süreci harekete geçer ve geçmişte yaşanan olumsuz olay ya da durumun yol açtığı duygusal sıkıntının kaldığı yerden işlenmesi sağlanır. Amaç sadece bireyin duyduğu sıkıntıyı azaltmak değil aynı zamanda geçmişteki olumsuz olay ya da durumla ilgili negatif inancının yeni bir pozitif inanç ile yer değiştirmesi ve danışanın davranışsal değişimlerle daha üstl seviyede işlevsellik göstermesini sağlamaktır
EMDR İLE PERFORMANS GELİŞİRMEK
OLABİLECEĞİNİZİN EN İYİSİ....
Performans iyileştirilmesi, ister atletik ister sanatsal performans; ister hitabet performansı; ister mesleki, sosyal ve kişisel performans ya da ilişkilerin performansı normal koşullarda psikopatoloji ve travma gibi alanlarda yer almaz. Ancak herhangi bir aktiviteye doğrudan bağlantılı olmasa bile, performansın önündeki engellerin travmayla ilişkili olması gibi durumlarda kapsam içine girebilir.
Hayatı boyunca travmaya uğramamış ya da uğramayacak kimse yoktur. Buna rağmen bireyin nörofizyolojik sisteminde takılıp kalmış; şimdiki durumundaki duygusal ve düşünsel süreçleri üzerine odaklanmasını sınırlandıran geçmiş travmalara değinmeden performans geliştirmeye çalışılması yabancı otların biçilip köklerine dokunulmaması gibidir.
Performansımız genellikle bilinçaltımızda kendi hakkımızda sahip olduğunuz çarpık düşünceler tarafından engellenir. Bu değerlendirmeyi dış dünyaya yansıttığımız zaman başkalarının da yani seyircilerinde bizi aynı şekilde bizi aynı şekilde eleştirel bir bakış açısıyla gördüğüne inanırız. Kendi hakkımızdaki bu negatif değerlendirmelerimiz ütün sistemimizi etkiler; böylece hem kendi hakkımızdaki hem de başkaları hakkındaki görüşlerimizi çarpıtır. Oysa karşımızdakinin aklını okuyamayız ve başkalarının hakkımızda ne düşündüğünü de nadiren bilebiliriz.
Sosyal fobisi olup da toplumun içinde dehşete kapılan kişiler buna iyi bir örnektir. Bu kişiler kendilerini, kendi mantıksız düşüncelerinin eleştiri oklarına maruz bırakarak kendi önemlerini yüceltmektedirler. Kendilerini başkasının düşüncesini odak noktası olarak görürler.
Performans, algıyla -ister doğru olsun ister çarpıtılmış-birebir ilgilidir. Kendi negatif algılayışımızı başkasına yansıtarak, endişe, utanç, çekingenlik gibi duygularımızı harekete geçirip performansımızın düşmesine neden oluruz. Ama kendimizi pozitif olarak değerlendirirsek, performansımız artar.
Performans her gün, gün boyunca yaşanan bir şeydir. Araba kullanırken, sınıfta bir soruyu yanıtlarken, fıkra anlatırken, her an her yerde performans gösteririz.
‘Dünya bir sahnedir'
Çözümün doğasını sorunun doğası belirler.
Yalnızca yüzeydeki problemlerin çözülmesi, gerçek çözüm değil yapay bir adaptasyon sağlar ve bu adaptasyon sınırlı bir süre için geçerli olmaktadır. Problem daha sonraya aynen ya da başka bir şekle bürünerek tekrar ortaya çıkacaktır.
Performans şimdidedir. Yaşanan andadır.
Depresyondaki insanlar genellikle geçmişte yaşarken, anksiyete hissedenler geleceğin ağırlığı altında ezilirler.
EMDR kişinin dikkatini içinde bulunan ana getirir.
EMDR TEDAVİSİNİN UYGULANDIĞI KİŞİLER
- Çocuklarla emdr uygulaması
- Ergenlerle emdr uygulaması
- Yetişkinlerle ve çiftlerle emdr uygulaması yapılmaktadır.
EMDR UYGULAMASI YAPILAN BAŞLICA ALANLAR
- Depresyom
- Kaygı bozuklukları
- Yas
- Panik bozukluk
- Basit korkular
- Ayrılık
- Aşk acısı
- Obsesif kompulsif bozukluk
- Akut stres bozukluğu
- Sebebi bilinemeyen ve geçmeyen Ağrılar
- Hipokondri
- Cinsel istek azlığı
- Cinsel istsimar
- Anorexia Nevroza
- Bulimia Nevroza
- Uyku bozukluğu
- Alkol bağımlılığı
- Madde bağımlılığı
- Kekemelik
- Tikler
- İletişim bozukluğu
- Kişilik bozuklukları
- Sınav kaygısı
- Performans kaygısı
- Çocuklarda travma belirtisi
- Çocuklarda alt ıslatma
- Korkular
- Bebeklik travmaları
- Okul korkusu
http://www.psikiyatriakademi.com/emdr-goz-hareketleriyle-duyarsizlastirma-ve-yeniden-isleme
Yasal uyarı!
Sitede geçen yazılar Telif hakkı kapsamındadır.Alıntı yapma kuralları için ayrıntılı bilgi edinin