Yaygın anksiyete bozukluğu belirtileri,nedenleri ve tedavisi

Anksiyete yoğun korku hissine eşlik eden, bedensel belirtilerle karakterize bir tablodur. Otonomik sinir sistemi aktivasyonunu gösterir. Anksiyete, bilinmeyene, belirsizliğe verilen bir yanıttır.  Özünde anksiyete bir KORKU reaksiyonudur.Kişi anksiyeteyi sanki kötü bir haber alacakmış, bir felaket olacakmış gibi nedeni belli olmayan bir sıkıntı, endişe duygusu olarak algılar ve tanımlar.

Anksiyete Bozuklukları

Anksiyetenin periferik belirtileri


yaygın anksiyete bozukluğu
Yaygın Anksiyete Bozukluğu

Belirli bir nesneye yere organa saplantılı düşünceye ya da zorlantıya odaklanmamış organizmada yaygın ruhsal ve fizyolojik kaygı belirtileri ile kendini gösteren bir bozukluktur. 

    Yaygın Anksiyete Bozukluğu Belirtileri
    Hastada genel bir huzursuzluk, endişeli yüz, gergin duruş, hareketlerinde tedirginlik, çabuk irkilme, çabuk kızma, sabırsızlık ve bazen yerinde duramama vardır. Hastanın sesinde heyecanlı bir titreklik, zor konuşma olabilir fakat konuşması düzgündür. İlişkilerinde endişeli, huzursuz, gergindir. Duygulanımda Korkuya benzeyen bir his vardır. Kötü bir şey olacak hissi yaşar ve yaşadığı korkunun sebebi, nesneni belli değildir. Bilişssel Yetilerde Temel bir bozukluk yoktur. Aşırı sıkıntı sebebiyle dikkat dağılır. Bu sebeple geçici unutkanlıklar olabilir. Anlama ve öğrenme azalır. Bilişsel yetilerde belirgin bozukluk varsa başka hastalıklar düşünülmelidir. Hastanın düşünce içeriğinde belirgin bozukluk olmaz. Yakınmalarını büyük bir telaşla ve sabırsızlıkla anlatmak istediğinden düşünce hızlanmış gibi olabilir. Düşünce içeriğinde endişeler baskındır.

    Genel belirtileri:
    • En az 6 ay süren, genel bir tedirginlik, korku ve kaygı hali.
    • Üzüntüyü kontrol etmede zorluk
    • Huzursuzluk, aşırı heyecan ve endişe
    • Kolay yorulma
    • Konsantrasyon güçlüğü
    • İrritabilite
    • Kas gerginliği
    • Uyku bozukluğu

    Yaygın kaygı bozukluğu dsm-5 kriterleri

    1. En az 6 aylık bir sürenin çoğu gününde, birtakım olaylar ya da etkinliklerle (işte ya da okulda başarı gösterebilme gibi) ilgi olarak, aşırı bir kaygı ve kuruntu(kaygılı beklenti) vardır.
    2. Kişi, kuruntularını denetim altına almakta güçlük çeker.
    3. Bu kaygı ve kuruntuya, aşağıdaki altı belirtiden üçü  ya da daha fazlası eşlik eder(Çocuklarda yalnızca bir maddenin bulunması yeterlidir.)
    4. Dinginleşmeme(huzursuzluk) ya da gergin  veya sürekli diken üzerinde olma
    5. Kolay yorulma
    6. Odaklanmakta güçlük çekme ya da zihnin boşalması
    7. Kolay kızma
    8. Kas gerginliği
    9. Uyku bozukluğu(uykuya dalmakta ya da uykuyu sürdürmekte güçlük çekme ya da dinlendirmeyen, doyurucu olmayan bir uyku uyuma)
    10. D. Kaygı, kuruntu ya da bedensel belirtiler,  klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olur.
    11. E. Bu bozukluk, bir maddenin (örn. Kötüye kullanılabilen bir madde, ilaç) ya da başka bir sağlık durumunun (örn. Hipertroid) fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
    12. F. Bu bozukluk, başka bir ruhsal bozuklukla dha iyi açıklanamaz( örn. Panik bozukluğunda panik atakları olacağına ilişkin kaygı ya da kuruntu, toplumsal kaygı bozukluğunda bulaşma  ya  da  diğer  takıntılar, ayrılma kaygısı bozukluğunda bağlandığı kişilerden ayrılma, örselenme sonrası gerginlik bozukluğunda bedensel yakınmalar, beden algısı bozukluğunda  algılanan görünüm kusurları, hastalık kaygısı bozukluğunda önemli bir hastalığı olma ya da şizofreni ya da sanrılı bozuklukta sanrısal inançların içeriği).
    13. Yaygın Anksiyete Bozukluğu’nun etiyolojisi kesin olarak bilinmemektedir.
    14. Genetiğin etkili (tek yumurta ikizlerinin her ikisinde birden Yaygın Anksiyete Bozukluğu bulunma oranındaki yükseklik bu görüşü destekler niteliktedir).
    15. Biyolojik kuramlara göre  aşırı beta adrenerjik sinir sistemi deşarjları, lokus seruleus’un aşırı aktivitesi, GABA-benzodiazepin reseptör kompleksi ile ilgili fonksiyon bozuklukları.
    16. Psikanalitik kurama göre anksiyete nevrozunu cinsel enerjinin boşalamaması nedeniyle ortaya çıktığını ve/veya intrapsişik çatışmaların bir işareti/uyarıcısı
    17.  Öğrenme kuramları ise klasik koşullanmanın anksiyetenin oluşumundaki önemi üzerinde durmaktadırlar.
    18.  Bilişsel kuram ise otomatik düşünce kalıplarının, yanlış yorumlamaların bu bozukluğa neden olduğunu söyler.

    Yaygın anksiyete bozkluğunun görülme sıklığı (Epidemiyoloji)
    Anksiyete bozuklukları bütün psikiyatrik tablolar içinde en sık karşılaşılan hastalık grubudur. Her 4 kişiden biri, hayatları boyunca bir anksiyete bozukluğu yaşar. 12 aylık yaygınlık oranı %17’dir. Kadınlarda oran daha yüksektir. Sosyoekonomik düzey arttıkça anksiyete bozukluklarının oranı azalır.

    Türkiye Ruh Sağlığı Profiline göre, 12 aylık dönem esas alındığında Yaygın Anksiyete Bozukluğu’nun sıklığı %0.7 bulunmuştur. Bu bozukluğa sahip hastaların, kliniğe başvuran hastalar arasındaki oranı bu bir yıllık prevalans değerinin ülkemiz için düşük olduğunu düşündürmektedir.
    Amerikan Ulusal Akıl Sağlığı Enstitüsü Yaygın Anksiyete Bozukluğu’nun bir yıllık prevalansını %4 olarak vermektedir. Yaygın Anksiyete Bozukluğu kadınlarda erkeklerden yaklaşık 2 kat daha sık görülür.      
    Erken yirmili yaşlar başlangıç yaşlarıdır. Belirtiler genellikle giderek artan bir gidiş izler ve öncesinde bir yaşam olayı saptanır. Çoğunlukla gidiş kroniktir ve zaman zaman alevlenmeler gösterir. 

    Ayırıcı tanı
    Yaygın Anksiyete Bozukluğunda başka bir ruhsal hastalığın bulunma oranı (ektanı %91.3) olarak bildirilmektedir.Başka bir deyişle yaygın anksiyete bozukluğunun neredeyse tamamı  obsesif-kompulsif bozukluk, çökkünlük, kronik alkolizm, hipokodriyazis ve ilaç bağımlılığı gibi durumlarla birlikte bulunmaktadır. Yaygın anksiyete bozukluğunun şu hastalık durumlarıyla ayırıcı tanısına dikkat edilmeleidir:

    Fobiler
    Fobik bozuklukta kaygı özel durumlarda ya da nesnelere karşı ortaya çıkar , kişi bu durumdan kaçmaya çalışır( agorafobi, sosyal fobi gibi). Bu durumların dışında hastada belirgin kaygı genellikle görülmez. Fakat fobik hastaların da sıklıkla çabuk heyecanlanan, ürken kişiler olduğunu göz önünde bulundurmak gerekir. Yani hastada yaygın anksiyete ve fobiler ya da panik bozukluğu birlikte bulunabilir.

    Bedensel hastalıklar
    Hipertroid, anjina pektoris(göğüs ağrısı) gibi durumlarda da anksiyete belirtileri görülebilir.

    Toksik etkenler
    Amfetamin, LSD, antipsikotik, aşırı kahve-çay alınmasına bağlı kaygı belirtileri ve alkol, benzodiazepin gibi bağımlılık yaratan maddeleri bırakma durumunda da kaygı belirtilri ortaya çıkabilir.

    Panik bozukluk
    Burada kaygı önceden kestirilemeyen nöbetler halinde gelir ne genellikle gün boyu sürmez. Ayrıca bu nöbetlerde şiddetli ölüm korkusu ya da kontrolünü yitirme, delirme korkusu olur. Nöbetler arasında ise hastada yaygın anksiyete değil, panik nöbetinin tekrar geleceği korkusu vardır.

    Şizofreni
    Başlangıç dönemlerinde ya da depreşme durumlarında zaman zaman panik derecesine varan ağır ve uzun süren anksiyete belirtileri görülebilir. Hastada  şizofreniye özgü klinik belirtilerin bulunup bulunmadığına dikkat edilmelidir.

    Akatizi
    Birinci kuşak antipsikotik alan hastalarda yan etki olarak iç sıkıntısı, yerinde duramama yani akatizi görülebilir ve bu durum yaygın anksiyete bozukluğu ile çok karıştırılır.

    Yaygın anksiyete bozkluğunun gidişini olumsuz etkileyen faktörler
    Çökkünlük ek tanısının bulunması, kişilik bozukluğu ek tanısının bulunması, belirtilerin şiddetli olması, sosyal uyumun zayıf olması,düşük Sosyo ekonomik durum ve  işsizlik
    *Yaş ilerledikçe bunaltının yerini somatizasyon bozukluğu belirtilerinin aldığı bildirilmiştir.

    Yaygın anksiyete bozukluğu tedavisi


    Yaygın anksiyete bozukluğu'nun tedavisinde ilaç tedavisi, davranışçı ve bilişsel psikoterapiler gibi  tedavi yöntemlerinin yararlı olduğu kabul edilmektedir. Ancak bu tedavi yöntemlerinin birbirlerine üstünlüğü yeterince araştırılmamıştır. Hangi tedavi seçilirse seçilsin, başlangıçta hastayla anlaşmak, eğitim ve güvence vermek yararlıdır. Tedavide hem farmakolojik hem de psikolojik uygulamaların kullanıldığı birleşik modelin kullanılması önerilmektedir.

    Yagın anksiyete bozukluğu tedavisinde kullanılan ilaçlar:
    Günümüzde Yaygın anksiyete bozukluğu için Amerika Birleşik Devletleri’nde FDA(Food and Drug Administration) tarafından onaylanmış her biri farklı yan etki profili ve etki mekanizmasına sahip üç ilaç vardır bunlar: Benzodiazepinler, Buspiron ve Venlafaksindir.
    Orta şiddette anksiyetesi olan hastalara farmakolojik olmayan tedavi yöntemleri uygulanabilir. Farmakolojik yaklaşımların yanı sıra psikolojik terapilerin de bilinmesi gereklidir. Dinamik psikoterapi, destekleyici psikoterapi ve bilişsel-davranışçı terapi yaklaşımları önemlidir.

    Terapi yöntemleri

    Anksiyete Bozukluklarında psikoterapi
    • Destekleyici psikoterapi
    • Dinamik psikoterapi
    • Davranışçı terapi
    • Bilişsel terapi
    • Grup terapisi


    Yagın anksiyete bozukluğu tedavisinde kullanılan başlıca terapiler: Dinamik psikoterapi, Destekleyici psikoterapi ve Bilişsel davranışçı terapidir. Anksiyetesi olan kişilerdeki en temel bilişsel şemalar tehlike, tehdit ve incinebilirliktir. Bu temel bilişsel şemalar bireye özgü olmakta, aile ve kültürden köken almakta, erken çocukluk yaşamında ve sosyalleşme sürecinde yerleşmektedir. Kişiyi algıladığı “tehlikeli" ortama uyumlandırmak ve zarardan kurtarmak için, bilişsel, affektif ve davranışsal değişiklikleri içeren “anksiyete programları" devreye girer.

    Yagın anksiyete bozukluğu tedavisinde Bilişsel davranışçı terapi uygulaması nasıl yapılır.
    Anksiyeteli kişi potansiyel tehlike yaratan uyaranları izler, tehlike oluşturmayanları dikkate almaz. Bu süreç otomatiktir ve kişinin bilinçli iradesinin dışında işler. Tehlike, kaçınma ve güven arayışı davranışlarını geliştirirken, aynı anda kişide fizyolojik belirtilerde de artış olur. Fizyolojik değişiklikler, bilişsel alanda yeni tehlike ve bedensel hastalık düşünceleri geliştirir. Bu fizyolojik belirti artışı, ardından yeni negatif otomatik düşünce artışına yol açarak kısır döngü oluşturur.

    Yaygın anksiyete bozukluğunda erken çocukluk döneminde ve sosyalleşme sürecinde aktarılan süreçlerle otomatik düşünceler ortaya çıkar.
    Bu hastalarda anksiyeteyle ilişkili bilişsel şemaların oluşmasından sorumlu bilişsel süreçler şunlardır:
    a) Dikkatin bağlanması:Tehlike ve tehlikeye ilişkin kavramlara dikkatini odaklaştırma.
    b) Katastrofize etme: Olaylar ve tehlikeyle ilgili olabilecek en kötü sonucu düşünüp bunun olabilirliğini artırma.
    c) Seçici soyutlama: Geçmiş ya da bugünkü bir durumla ilgili olarak bir dizi öğeyi yadsıyıp tek bir şeyi ele alarak o şeyle ilgili kısımlar üzerinde yoğunlaşma.
    d) İkili düşünme:Olayları ya kara kavramlarla tehlikeli ya da ak kavramlarla tehlikesiz olarak değerlendirme.
    e) Keyfi sonuç çıkarma: Yetersiz kanıtlara dayanarak rastgele sonuçlar çıkarma.
    f) Aşırı genelleştirme
    g) Kişiselleştirme

    1. Yaygın anksiyete bozukluğuda uygulanan davranışçı-bilişsel psikoterapi ortalama 5-20 seans sürer.
    2. Başlangıçta tedavi süreci ve tedavinin amaçlarına yönelik bilgiler hastaya aktarılır.
    3. İyi bir hasta-terapist ilişkisi önemlidir.

    Yaygın anksiyete bozukluğu örnek vakası
    Fatma 30 yaşında ev hanımı, cana yakın bir kişiliğe sahip ancak çevresinde arkadaşlık edebileceği insan yok. Biraz yalnızlık hissettiği anlaşılıyor. Kliniğe yaşadığı endişe, kaygı hali nedeniyle başvurdu. Hayatının kontrolünün kendinde olmadığı duygusuna kapılmıştı. Sanki her an kötü bir haber alacak gibi hissediyor, tedirginliği hiç azalmıyordu. Sürekli içi kıpır kıpırdı. Çoğu zaman kapı veya telefon çalsa heyecanlanıyor, çarpıntısı oluyordu. Son zamanlarda çok sık tuvalete gidiyordu, ağzı kuruyordu. Eşi en sonunda onun doktora gitme isteğini “kabul” etmişti ama hasta eşinin kendi durumunu anladığını düşünmüyordu. Görüşme sırasında hastanın eşi herkesin bu kadar sıkıntısı olabileceğini hastanın buna aldırış etmemesi gerektiğini  söylüyordu. Hasta tam bu sırada hafif ağlamaklı lafa girdi ve “Ben eskiden böyle değildim doktor bey. Şimdi herşey sinirime dokunuyor, dayanamıyorum, eşimin benim durumumu anlamadığını biliyorum ama ben buna  alışığım. Onun tutumuna üzülmüyorum. Ben, bu halimden yoruldum. Aklıma çocuklar geliyor; başlarına birşey gelmiş olacağını düşünüp kaygılanıyorum. Ev işlerini düşünüyorum; bitiremeyecekmişim gibi hissediyorum. Telefon çalsa kalbim ağzıma geliyor, uykumda silkiniyorum, biryerden düşüyor gibi  hissediyorum uyanıyorum, evin içinde geziniyorum, işi gücü bıraktım bu tedirginliğimle uğraşıyorum. Bir türlü yatışmıyor bu halim. Zaman eskisine göre daha hızlı akıyor da ben arkasından yetişmeye çalışıyorum sanki.” şeklinde şikayetlerini özetledi. Fatma’nın bu şikayetleri son 7 aydır vardı.

    Yaygın anksiyete bozukluğu ve yolaçtığı hastalıklar hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için kaygı bunamaya yolaçıyor yazımızı da okuyabilirsiniz.

    Yagın anksiyete bozukluğu videosu:https://www.youtube.com/watch?v=Ii2FHbtVJzc 

    Yayın tarihi: 23/03/2015

    © İzinsiz alıntı yapılamaz. web sitelerine kısmi alıntılar için izin verilen kaynak gösterme şekli:
    www.onlineterapiler.com sitesinden alınmıştır (link çalışır şekilde eklenmelidir).

    online psikolog Anasayfa | Psikoloğa sor | Kişilik testi |Online Terapi |© 2015 www.onlineterapiler.com online terapi sitesi Tüm hakkı saklıdır