Şizotipal Kişilik Bozukluğu ve tedavisi
Şizotipal kişilik bozukluğu olan kişiler alabildiğine tuhaf kişilerdir. Bu kişilerin davranışlarında, düşüncelerinde, konuşmalarında, görünümlerinde ve duygularında birçok olağandışı özellik vardır. Büyüsel düşünceleri, acayip inanışları, referans fikirleri ve illüzyonları vardır. Paranoid özellikler gösterebilirler. Zor ilişki kuran, garip kişilerdir. Değişik bir tip izlenimi bırakırlar. Anlaşılması güç kişilerdir.
Şizotipal Kişilik Bozukluğu Tanısı Koydurucu Özellikler
Şizotipal kişilik bozukluğunun başlıca özelliği yakın ilişkilere girebilme becerisinde azalma ile belirli toplumsal ve kişilerarası yetersizliklerin yanı sıra bilişsel ya da algısal çarpıklıkların ve alışılagelmişin dışında davranışların olduğu yaygın bir örüntünün olmasıdır.Şizotipal terimi ilk olarak Rado tarafından kullanılmıştır. Şizofren aileleriyle yapılan çalışmalar sonucu ilk olarak DSM-III’ e tanı olarak girmiştir. Şizotipal kişilik bozukluğu, şizofrenisi olan hastalarla aynı özellikleri gösterir ancak bu tanının ölçütlerini tamamlayamaz.” Şizotipal kişilik bozukluğu olanların referans düşünceleri, batıl inançları, altıncı his, gaipten haber alma gibi inançları olabilir.Hastalar aşırı derecede tuhaftırlar. Olaylar olmadan önce bunları ön görebilecek ve başkalarının düşüncelerini okuyabilecek özel birtakım düşünceleri olduğuna inanabilirler.İç dünyaları farklı ilişkiler ve hayallerle doludur. Dinsel ve felsefi yaşantıları olduğunu iddia ederler. Zaman zaman belirgin olmayan algı yanılsamaları (ilizyon) olabilir.
Bu kişiler olayları oluşmadan önce bunları bilebileceklerini, özel yetenekleriyle başkalarının düşüncelerini okuyabileceklerini düşünürler.Olayların gerisinde kimsenin anlayamadığı özel manalar olduğunu düşünebilirler. Başkalarına karşı büyüsel kontrol uygulayabileceklerini düşünebilirler.Duygulanımlarında iniş çıkışlar vardır. İnsanlarla düzgün ilişkiler kuramazlar. Yabancıların yanında genelde kendilerini huzursuz ve gergin hissederler.Özellikle yakın ilişkilere girerken rahatsızlık duyma ve zorlanma ortaya çıkar. Sosyal ortamlardan uzak kalma eğilimi gösterebilirler.İnsanlar ile ilişkilerini artıracak ve kendilerini bu ilişkiler içinde iyi hissetmelerini sağlayacak bir onayı hemen hemen hiç almazlar. Dolayısıyla yakın arkadaş ya da sırdaşları pek yoktur. Şizotipaller kendilerini yaşamdan dışlanmış gibi görürler.
Kendi hislerinden farkında değildirler. Diğer yandan başkalarının ne hissettiklerine karşı çok ilgilidirler. Onların ne düşündüğünü telepati yoluyla anlamaya çalışırlar. Dış görünümleri garip ve farklıdır. Alışılagelmişin dışında hareket ve konuşmalar yapabilirler. Ayrıca konuşma sırasında alakasız konuşmalara girebilir.Açıkça düşünce bozuklukları yoktur fakat konuşmaları açıklama gerektirebilir. Konuşmaları dağınık, soyut, anlaşılması zor, olağandışı olabilir. Günlük konuşma ya da terimlere farklı anlamlar yükleyebilirler.Ağır stres altında geçici, kısa süreli psikoz belirtileri yaşayabilirler. Sınır (borderline) kişilik bozukluğu ile birçok ortak özelliği bulunur ve bazen ayırıcı tanısı yapılamayabilir.Anksiyete, depresyon ve duygudurum belirtileri gösterebilirler. Çoğu zaman kuşkucudurlar. Çoğunda paranoid düşünce ve geçici psikotik belirtiler görülür. Depersonalizasyon (kendine yabancılaşma) hastanın hayatının bir parçası olmuştur.
Şizotipal Kişilik Bozukluğu Tanı Ölçütleri DSM
A. Aşağıdakilerden beşinin (ya da daha fazlasının) olması ile belirli, genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, bilişsel ya da algısal çarpıklıkların ve alışılagelmişin dışında davranışların yanı sıra yakın ilişkilerde birdenbire rahatsızlık duyma ve yakın ilişkilere girme becerisinde azalma ile kendini gösteren ve toplumsal kişilerarası yetersizliklerin olduğu sürekli bir örüntü:
(1) referans düşünceleri
(2) davranışları etkileyen ve kültürel değerlerle uyumlu olmayan acayip inanışlar ya da büyüsel düşünce
(3) olağandışı algısal yaşantılar, bunlar arasında bedensel illizyonlar vardır
(4) acayip düşünüş biçimi ve konuşma
(5) kuşkuculuk ya da paranoid düşünce
(6) uygunsuz ya da kısıtlı duygulanım
(7) acayip, alışılagelmişin dışında ya da çok kendine özel davranış ya da görünüm
(8) birinci derece akrabalar dışında yakın arkadaş ya da sırdaşların olmaması
(9) yakından tanımakla azalmayan aşırı toplumsal kaygı, kendisi hakkında olumsuz yargılardan çok paranoid korkular bu bozukluğa eşlik etme eğilimi taşır
B. Sadece Şizofreni, Psikotik Özellikler Gösteren bir Duygudurum Bozukluğu, başka bir Psikotik Bozukluk ya da bir Yaygın Gelişimsel Bozukluğun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır.
Ayırıcı tanı
Şizotipal bozukluk olanların aile öykülerinde şizofreninin olması ilişki kurma düşünce, davranış ve algılarında tuhaflıkların bulunması çekingen kişilik bozukluğundan ve şizotipalden ayırt edilebilir.
Ayrıca şizotipal kişilik bozukluğu olan hastalarda psikozların olmaması ile şizofrenik hastalardan ayırt edilebilir.
Şizotipal kişilik bozukluğunun nedenleri
Şizotipal kişilik bozukluğunun etiyolojisi aile çalışmalarıyla açıklanmaya çalışılmıştır. “Danimarka Evlat Edinme Çalışmaları” kronik şizofrenlerin biyolojik akrabalarıyla şizotipal kişilik arasında bir ilişki bulmuştur.
1978 yılında Kety ve arkadaşları kalıtım ve çevre etkileşiminin hastalarının bazılarının kişilik bozukluğu olarak kalmasını ya da kronik şizofreni haline geleceğini belirleyebileceğini öne sürdüler.
Daha sonra yapılan çalışmalar şizotipal ve paranoid kişiliklerin, şizofren akrabalarında kontrollere göre daha fazla görüldüğünü desteklemiştir.
Genetik belirleyicilerle yapılan çalışmalarda şizotipaller şizofrenlerle aynı tür bozuklukları göstermiştir.”
Toplumun %3’ ünde görülür. Şizofreni yakınları olanlarda daha sık görülür. Cinsiyet oranı tam bilinmemekle birlikte bazı kaynaklarda erkeklerde daha sık görüldüğü belirtilir.
Şizotipal kişilik bozukluğu tedavisi
Genelde aile zoru ya da başka etkenlerle terapiye başvururlar.Diğer kişilik bozukluklarında olduğu gibi psikoterapi önerilir.Tedavisi şizoid kişilik bozukluğuna benzerdir. Ancak hastanın değişen düşünceleri dikkatle ele alınmalıdır. Hastanın batıl inançları, büyüsel düşünceleri terapist tarafından yargılayıcı ve gülünç bulunmamalıdır.Hastalığı ilerlemiş kişilerin hastaneye yatırılması gerekebilir. Depresif ve psikotik belirtilerin olduğu dönemlerde ilaç tedavisi de gerekli olabilir. Tedavi psikoterapi ve ilaç tedavisi iledir. Görüşmelerde hastanın egzantrik düşünce, giyiniş ve davranışlarına karşı yargılayıcı veya alaycı olmamalıdır. Hastalar işbirliğine ve tedaviye karşı önyargılı olabildiği gibi tedavi uyumları kötü olabilir. Psikotik durumlar ve yanılsama gibi diğer belirtiler için antipsikotikler kullanılmaktadır.
Gidiş ve Sonlanış
Thomas Mc-Glashan uzun süreli bir çalışmasında şizotipal kişilik bozukluğu olan kişilerin %10’ unun sonunda intihar ettiğini bildirmiştir. Bazı çalışmalar şizofreni yakınması olan pek çok hastanın şizotipal kişilik bozukluğu olduğunu göstermiştir. Ayrıca şizotipaller bir sürü tuhaf hareketlerine rağmen iş ve evliliklerini yaşamları boyunca sürdürür.Şizotipal kişilik bozukluğu hataları davranış, düşünce, duygulanım, konuşma ve görünümde çarpıcı tuhaflıklar olması ile karakterizedir. Büyüsel düşünceler, olağandışı fikirlerin yanında şüphecilik fikirleri yaygındır. Zaman zaman gerçek dünyadan kopma ve bölünme şeklinde ataklar görülebilmektedir. Toplumda yaygınlığı %2-3 civarında olup şizofreni tanısı almış akrabaları olanlarda daha yaygın görülmektedir. Hastaların düşünce, davranış ve görünümündeki tuhaflıklar tanı koymada temel olmakla birlikte hastaların tuhaf iletişim kurma tarzı sebebi ile öykü almak zor olabilir. Kalıplaşmış batıl inançlar, geleceği görebilme veya düşünce ile ilgili özel güçleri olduğuna inanabilirler. Kişilerarası ilişkilerde tuhaf davranış, konuşma veya yaşam tarzları nedeni ile güçlük yaşayabilirler. Ağır stres altında kaldıklarında dekompanse olup psikotik ataklar geçirebilirler ve hospitalizasyon gerekli olabilir. Hastaların %10'a varan kısmında intihar davranışı görülebilinir. Bir kısım hasta ilerleyen dönemlerde bozulan işlevsellik ve süregelen psikoz nedeni ile şizofreni tanısı alabilir.
Örnek vaka:
Kırklı yaşlarında kadın hastanın yakınlarının teşviği ve kendi isteği ile yaptığı psikiyatrik başvurusunda ilk dikkati çeken tuhaf giyinişi ve üzerinde bulunan takılardı. Boynunda muhtemelen hayvan kemiklerinden yapılmış, işlenmiş ve renklendirilmiş kolye oldukça ilginç görünüyordu. Görüşme esnasında sık sık odanın içerisinde kötü auranın olduğundan ve kozmik enerjinin negatif alanının odada özellikle de masa bölümünde yoğunlaştığından bahsediyordu. Kolyeyi doğada bulunan ve kendisine yönlenebilecek kötü güçlerden korunma maksadı ile taktığını ve istenirse aynı kolyeden yapabileceğini belirtiyordu. Falcılık, büyü ve bunlardan korunma maksadı ile yaptığı tılsımlardan kendisine iyi bir gelir elde edebiliyordu. Son zamanlarda yakınlarına karşı paranoid düşüncelerinde artma ve yakın ilişkilerinde geçimsizlik olması üzerine psikiyatrik muayeneye başvurmuştu.
Yayın tarihi: 20/04/2015
© İzinsiz alıntı yapılamaz. web sitelerine kısmi alıntılar için izin verilen kaynak gösterme şekli:
www.onlineterapiler.com sitesinden alınmıştır (link çalışır ve arama motorlarınca taranabilir şekilde eklenmelidir).
|© 2015 www.onlineterapiler.com online terapi sitesi Tüm hakkı saklıdır