Kişiler arası psikoterapi

Genel Bakış
1970 lerde Gerald Klerman ve Myrna Weissman tarafından geliştirilmiştir.Esasen doğrudan diğer tedavi şekilleriyle karşılaştırılmak için kullanılan klinik bir ilaç deneyinin bir parçası olarak geliştirildi.Zaman sınırlamalı ve semptom odaklıdır. Yetişkinlerdeki tek kutuplu, psikotik olmayan depresyonu tedavi etmek için geliştirilmiştir. Hamilelik, düşük ve doğum sonrası depresyonu, ergenlerdeki ve çocuklardaki depresyon, erişkinlerde görülen depresyon,  tedavi altında bulunan hastalardaki depresyon,  distimik ve bipolar bozukluk  gibi bozukluklar hakkındaki uygulamalar KAP'a depresyon tedavisi bağlamında yer verir.
Bunun yanı sıra yeme bozuklukları, madde bağımlılığı, kaygı bozuklukları, sınırda kişilik bozukluğu, TSSB, tedavilerinde kullanılmıştır.  KAP' ın yeterliliğine dair en güçlü bulgu duygu durum bozukluklarına aittir.


Temel Prensibi
Depresyonun kişiler arası bağlamda  gerçekleşiyor olmasıdır.  Bağlanma sorunları ve sosyal rollerin bozulması depresif dönemlerin tetikleyicileridir.

Depresyona Yol Açan Dört Problem Alanı
Üzüntü, kişiler arası anlaşmazlıklar, rol geçişleri, kişilere bağlanma zorluğu

Depresyona neden olan genetik, kişilik ve çocukluk faktörleri incelenirken
1. Hastanın mevcut depresif semptomlarının başlayışını ve kişiler arası problemler arasındaki ilişkiyi belirleyerek
2. Bu kişiler arası problemleri daha etkili olarak çözümleyerek veya yöneterek, kişiler arası ilişkiler inşa etmek suretiyle iyileştirmeye odaklanır.

KAP' ta depresyon üç unsurla kavramsallaştırılmıştır
1. Semptom oluşumu 2. Toplumsal İşleyiş 3. Kişilik faktörleri
KAP düzeltilebilecek mevcut semptomlara ve düzeltilebilir nitelikteki kişilik faktörlerine yönelmiştir, yani değişmesi uzun süren kişiliğin köklü yönlerine odaklanmamıştır; ancak yakın zamanda Markowitz ve arkadaşları tedavi süresini uzatarak, sınırda kişilik bozukluğu ve kronik duygu durum bozukluklarına odaklanırken KAP' ı kullanmışlardır.


Tedavi Evreleri
İlk - orta ve sonlandırma evreleri olarak tanımlanmıştır.
Tıbbi Model
Birinci aşamada hastaya teşhis konur ve "hasta rolü" belirlenir. İkinci olarak depresyon konusunda hastayı eğitir, tedavi edilebilir bir rahatsızlık olduğunu, tedaviye cevap verdiğini, depresyonun hastanın hatası veya başarısızlığı olmadığını vurgular.
Zaman sınırlı süreç
İlk etapta tedavinin uzunluğu saptanır. Birbirini izleyen 12 ila 16 haftalık seanslardan oluşur. Bu yapı semptomlardan çabucak kurtulmaya, kişiler arası işleyişte iyileşmeye dair açık ve olumlu bir beklenti sunar, hareketlenme ve iyimserlik sağlar. Hastanın değişim yeteneğine güvenin teşvik ederek, hasta - terapist arasında yakın ilişki oluşmasını sağlar. Şu anki zaman odaklanarak da hastanın terapiste bağımlı hale gelmesi, yeniden kötüleşmesi, sakınılan davranışların pekiştirilmesi gibi uzun süreli tedavinin potansiyel risklerinden de korur.


PSİKOTERAPİ SÜRECİ
Şiddetli depresyon için uygulanan KAP süreci ,Yetişkinler için 16 seans ,Ergenler için 12 seans
KAP başlatılmadan önce  terapistin hastayla kapsamlı klinik görüşmesi yapılır, intihar eğilimi değerlendirilir,  ilaçlı tedaviye olan ihtiyaç gözden geçirilir.

Başlangıç Safhası (ilk 3-4 seans)
Depresyon derecelendirme ölçekleri veya semptom listeleri uygulanır. (Hamilton Depresyon Ölçeği ve Beck Depresyon Envanteri)
Teşhis ve psikososyal işleyişi belirlemek için 3 - 4 seans yoğun klinik görüşme ile gerçekleştirilir.
Ek olarak hastanın depresyona ait; ancak kendilerine özgü semptomları değerlendirilir. (kıskançlık, anksiyete, alkol ve sigara kullanımında artış ya da azalma, mide bulantısı, baş ağrısı gibi somatik semptomlar) Bu safhada; Hasta depresyon konusunda eğitilir, bunun tedavi edilebilir bir durum olduğuna dair umut verilir.  Hastaların depresyonun sonuçlarıyla başa çıkabilmelerine ve bu dönemden çıkabilmeleri için hayatlarında kendilerine ait bir yer oluşturmalarına yardım edilir. Depresyonun nasıl bir etki yaptığını ve hastaların önemli sosyal bağları ve rollerince nasıl etkilendiğini anlamayı amaçlar. Tedavinin geri kalan kısmında bir veya iki kişilerarası problem alanı üzerine odaklanma konusunda hastayla hemfikir olabilmeyi amaçlar.

Orta Safha
Kişiler arası çalışmanın büyük bir kısmı bu safhada gerçekleştirilir; hastaların kişiler arası çevrelerinden nasıl etkilendiklerini ve bu çevreleri nasıl etkilediklerini açıkça belirtmeleri ve kişiler arası sıkıntılarını daha iyi ele alabilmek için antidepresan etkili ilişki becerileri oluşturmaları konusunda hastalara yardımcı olmak.


Terapiyi Sonlandırma Aşaması (Son iki seans)
KAP' ın başlangıç safhasında, tedavinin süresi belirlenir. Her 2 - 3 görüşmede bir terapistler açıkça hastaya geri kalan seans sayısını söyler. Zaman sınırının belirlenmesi, harekete geçmeyi ve hızlanmayı kolaylaştırır ve hastaları aktif tutar.
Sonlandırma kısmında terapistler;
1. Tedaviye tamamen mi, yoksa kısmen mi cevap verildiğini belirlemek için hastalarla depresif semptomlarını değerlendirirler.
2. Hastanın tedaviyi sonlandırma ile ilgili üzüntü ve kaygılarına yönelirler, bunu depresyondan ayrıştırırlar.
3. Hastanın terapötik olarak elde ettiklerini ve sürdürmesi konusundaki yeterliliklerini ve bağımsızlık duygularını artırırlar.
4. Hangi becerilerin faydalı olduğunun üstünden geçerler.
5. KAP başarılı olmadıysa, ortaya çıkmış olan suçluluk duygusunu azaltırlar.
Son seansta ise sonlandırma görevleri üzerinde durulur.


KAP Sonrası
Tedavi bittikten sonra terapötik seçeneklerden biri de KAP' ın sürdürülmesidir. Büyük tedavi bittikten sonra bir sene boyunca aylık terapi seanslarına yer verilir.  Bu süreçte bir yandan tekrar ortaya çıkabilecek depresif dönemleri potansiyel olarak tetikleyebilecek yeni kişiler arası stres etkenlerinin var olup olmadığına yönelirken, bir yandan da büyük tedavi sırasında öğrenilen ve uygulanan kişiler arası becerileri vurgulanır.


TARİHÇE

KAP yaratıcıları esasen depresyonun biyolojik bir hastalık olduğunu; ancak başlangıç ve yeniden ortaya çıkışının stres, bağlanma kaybı ya da bağlanmaya yönelik bir tehditle tetiklendiğini düşünmüşlerdir. Bu fikrin kuramsal temelleri MEYER, SULLİVAN, BOWLBY, AİNSWORTH ve PAYKEL çalışmalarından esinlenmektedir.

MEYER; Evrim teorisi - Darwin' in biyolojik uyum prensibinden yola çıkarak, ruhsal bozuklukları değişen çevreye ayak uydurmaya çalışan bireyin, uyumsuz girişimin sonucu olarak gördü. Ortak yaşama ait birçok farklı olayın herhangi biz bozukluğun gelişiminde önemli etiyolojik faktörler oluşturacağını düşündü ve hayat hikayesi - hastalık - stresli olaylar arasındaki ilişkiyi takip için HAYAT ÇİZELGESİ' ni oluşturdu. (1951)
SULLİVAN; Psikiyatriyi insanlar ve insanlar arasındaki süreçlere ait bir çalışma olarak adlandırdı. Bireylerin kişiler arası matrisinin anlamlandırılmasıyla ruhsal bozukluğun anlaşılabileceğini ve üzerine düşünülebileceğini ifade etmiştir. (1955)
BOWLBY;  Çocuğa birinci derecede bakan ve onu koruyan kişilerle uzun süreli duygusal bağ geliştirme ihtiyacı, evrensel bir insani ihtiyaçtır. Bu bağlanmalar kendiliğin, biliş, duygu ve davranışını düzenleyen içsel çalışma modellerini oluşturarak, zihinsel temsilleri oluşturma ve sürdürme yeteneğini geliştirmeye katkıda bulunur. Bu duygusal bağların kaybolması veya bozulma tehlikesi içinde olması duygusal strese, üzüntüye ve kaygıya yol açar. (1969 - 1980) KAP bağlanma stili güvenli olanlar da daha hızlı ve etkili sonuçlar ortaya çıktığına dair bulgulara ulaşmıştır; ancak korkulu ve kaçınmalı bağlanma stilinde, hastanın terapistle güvenli bağ kurması KAP süresinin sınırlı olmasından etkilenmektedir.  
AİNSWORTH; Yabancı Durum çalışmasında üç ana bağlanma tipi belirlemiştir. Güvenli bağlanma - ikircikli (dirençli güvensiz bağlanma) - kaçınmalı güvensiz bağlanma. (Düzensiz güvensiz tip olarak bilinen dördüncü tip sonradan eklenmiştir). Güvensiz bağlanma örüntüleri duyarsız veya uygun olmayan bakıcıya dair geliştirilmiş ikincil davranış stratejileri olarak değerlendirilir. Az çok uyumlayıcı olsalar da, patojenik olarak değerlendirilirler; çünkü bunlar önemli kendilik eksikliklerine işaret eder. (1978-1986)
PAYKEL; Epidemiyolojik çalışmalarda, psikiyatrik bozuklukların gelişmesine katkıda bulunan karmaşık yaşam olaylarının rolünü anlamak için "sistematik yaşam olaylarına dair röportajları" kullanmıştır. Görece risk varsayılan nedensel faktöre maruz kalanlarla kalmayanlar arasındaki hastalık derecesini incelemiş ve depresyon riskinin anlamlı derecede yüksek çıktığı sonucuna ulaşmıştır.(1978) O zamandan beri depresyonun ortaya çıkmasında hayatın getirdiği stres rolünün varlığını destekleyen bulgular epidemiyolojik ve genetik çalışmalardan toplanmaktadır.


Psikodinamik Yaklaşım ve KAP
PDP erken çocukluk yaşantılarına, bilinçdışı zihinsel süreçlerin ve içsel psişik çatışmanın belirleyici olara odaklanırken, KAP bunları mevcut kişiler arası ilişkiler açısından değerlendirir, anlaşmazlıkları, hayal kırıkları, kaygı ve arzularına odaklanır. PDP bilinçdışı düşünceleri vurgularken, KAP bilinç ve önbilinç seviyeleri üzerinde çalışır.  PDP kişilik teşekkülü seviyelerine dair müdahalelerde bulunurken, KAP semptom oluşumunu engellemek ve sosyal uyumu geliştirmek için çabalar.  PDP içselleştirilmiş nesne ilişkilerine odaklanırken, KAP kişiler arası ilişkilerle ilgilenir.  PDP hastanın içsel psişik isteklerine kulak verirken, KAP hastanın rol beklentilerine ve kişiler arası anlaşmazlıklarına dikkat çeker.


BDT ve KAP
BDT gibi KAP da burada ve şimdi yaklaşımıyla ilgilenir, yapılanmıştır, teknikleri paylaşır ve hastaların kendileri için sınırlı olan seçenek algılarına yönelir.  BDT' nin aksine KAP çarpık düşünceleri ev ödevleri yoluyla ortaya çıkarmaya çalışmaz yad a hastanın daha önceden belirlenmiş uygulamalarla alternatif düşünce örüntüleri geliştirmesine yardım etmeye girişmez. Bunun yerine depresyon semptomlarını tetikleyen uyumsuz iletişim örüntülerinin ortaya çıkarılmasına ve değiştirilmesine dikkat çeker.  BDT' nin aksine suçluluk, atılganlık eksikliği, negatif önyargılar gibi biliş ve davranışlara, sadece kişinin ilişkileri ve toplumsal rolleri üzerindeki etkilerinin incelenmesiyle odaklanılır.


Akılcı Duygusal Davranış Terapisi ve KAP
ADDT' de olduğu gibi KAP' da da terapistin rolü aktif ve yönlendiricidir. ADDT' nin aksine KAP doğrudan yüzleştirme ile mantıksız düşüncelerin ve inanışların ortaya çıkarılmasına yoğunlaşmaz; ancak bunu, kişilerarası problemde yer alan hasta ve diğer kişiler arasındaki birbiriyle çelişen kişiler arası ve rol beklentilerinin kişisel etkisinin başlangıç noktası olarak kullanır.  KAP terapistleri hastaya iyi hissettirmenin iyi bir terapi için gerekli olduğuna; ancak yeterli bir koşul olmadığına inanır. Hastalar, kişiler arası problemlerini nasıl etkiledikleri ve onlardan nasıl etkilendikleri konusunda kapsamlı bir anlayış geliştirmeye ve sonrasında da bu problemlerin daha etkin bir biçimde üstesinden gelebilmek için somut beceriler edinip, uygulamaya ihtiyaç duyarlar.


PSİKOTERAPİ MEKANİZMALARI
KAP depresyonun özünde var olan çaresizlik ve umutsuzluğu azaltmayı amaçlar. KAP' ın terapötik gücünde; Depresyonu açıklığa kavuşturma,Kişiler arası iletişim ve hareket için seçenekler geliştirme, Uzmanlığı artırma, Öfkenin sağlıklı olarak ifade edilmesindeki antidepresan etkinin farkında olma, Sosyal izolasyonu azaltma vardır.
Her seansın başında terapistler, hastanın depresyonunu tetikleyen semptomları değerlendirirler. O haftanın seansından sonra herhangi bir değişikliğin ortaya çıkıp çıkmadığına bakıp, semptom değişimlerini kişiler arası etkileşimlere ve olaylara yorarlar. Semptomların üzerinden geçtikten sonra, birlikte her KAP safhasına özel olan görevlere yönelirler.


KAP TEKNİKLERİ


1. Duygudurumu kişiler arası olaya bağlama
Hastaların iletişimindeki ve davranışındaki kişiler arası bağlamı sağlar. O bağlamı kavrayan hastalar, hangi kişiler arası etkileşimin depresyonlarına etki ettiğini ve iyileşmelerine hangisinin katkıda bulunduğunu fark etmeye başlarlar.
ÖRN
Hasta: Üzüntülüyüm.   
Terapist: Ne oldu?
Hasta: Erkek arkadaşımla kavga ettik    
Terapist: Bu sana nasıl hissettirdi?

2. İletişim Analizi Yürütme
İletişimin nerede saptığını anlamak için kişiler arası durumun çerçevesini analiz etme... İletişim analizinin amacı, terapistlerin hastalara iletmek istedikleri kişiler arası mesajı anlamalarını ve bu mesajı iletirken kullanılan yolu veya iletilen mesajın istedikleri olup olmadığını ya da iletişim kurmaya ihtiyaç duyup duymayacaklarını açıkça ifade etmelerine yardım etmektir. Hastaların, göndermeye ihtiyaç duyduğu kişiler arası mesajın daha çok farkında olmasına ve daha fazla sorumluluk duymasına yardımcı olur.
ÖRN
A, patronunla yaşadığın tartışmanın, haftanın geri kalan kısmında duygu durumunu nasıl daha kötüleştirdiğini söyledin. Tartışma sırasında ne olduğunu anlamamız önemli, nasıl başladı? Sen ne dedin? O nasıl cevap verdi? Söylediği şey üzerine sen ne hissettin? Karşılığında sen ne dedin? Ne söylemeyi arzu ederdin?

3. Seçenekler Geliştirme
Depresyonun umutsuzluğuna ve çaresizliğine karşı koymayı sağlar. Terapistler, hastaların var olan durumla başa çıkmaları için alternatif yollar bulmalarına yardım eder ve onların bu seçeneklerin birini veya bunların birleşimini nasıl kullanacağını düşünmeleri konusunda onları destekler.
ÖRN
Karar analizi yürütme

4. Rol Yapma
Belirli bir seçenek seçildikten sonra terapist ve hasta, o seçeneği canlandırırlar. Farklı tarafların olduğu rolleri canlandırırken, rollerini değiştirebilirler. Terapistler, hastaların iletişimlerinin nasıl kesildiğiyle ilgili geribildirim verebilirler. Ayrıca hastaları, iletişimin etkili bir şekilde sürdürülebilmesi için gerekli beceriler hakkında bilgilendirirler.
ÖRN
Her iki taraf da yeni fikirlere açık olduğunda önemli bir tartışma için uygun bir zaman bulma ihtiyacı... Geçmişe ait benzer konular üzerinde konuşmanın aksine, mevcut meselenin üzerine eğilmenin önemi... Kişiyi değil, hareketi nitelendirme... Talep ettiği şey konusunda açık sözlü olma...

5. Ev Ödevi
Hastalara, etkileşimin nasıl olduğunun üzerinden geçtiklerinde, bir sonraki seanstan önce belirli bir kişiler arası etkileşimi uygulamayı denemeleri söylenir.


Kişilerarası Problem Sahaları
1. Yas (önemli olan birinin veya evcil bir hayvanın ölümü)
2. Kişiler arası anlaşmazlıklar (aile üyeleriyle, arkadaşlarla, yaşıtlarla, komşularla gizli ve aleni uyuşmazlık)
3. Rol geçişleri (boşanma, yeni bir eve taşınma, zam alma, yeni bir çocuğun doğumu, ailede hastalanan birinin olması, üniversiteye geçiş vb hayati koşularda dönemler arası geçişlerde zorlanma)
4. Kişiler arası ilişkilerdeki yetersizlikler (ilişki başlatma ve sürdürme konusunda zorluğa yol açan sosyal izolasyon, önemli ilişki problemleri)
Tedavinin hemen başında hasta ve terapist, depresyon semptomlarının ortaya çıkışı ve sürdürülmesiyle bağlantılı olabilecek mevcut ilişki problemlerini gözden geçirirler. Birlikte mevcut dönemle ilgili kişiler arası problem alanını seçerler ve ona odaklanırlar.
Depresyonun tedavisi için bütün kişilerarası problemlere gerek yoktur, tek bir kişiler arası başarıyla uzmanlık geliştirmek, hastanın hayatındaki diğer sahaların içinde desteklenebilir.

Duygudurum Bozukluklarında KAP

KAP için geliştirilen antidepresanlı ilaç tedavisini sürdürme deneyinde, bu yaklaşımın sosyal işleyişi iyileştirdiği görüldü. Bütün psikoterapi şekilleri içinde bir ilk olan bu klinik deneyin ardından, akut yetişkin tek kutuplu depresyonu için KAP' ın bulguya dayalı öncül tedavi olarak ilan edildiği bir dizi çalışma yapıldı. Bunlar hem tek terapi olarak hem de ilaçlı tedaviyle birleşiminde KAP' ın etkili olduğunu gösterdi.  Depresif ergenlere yapılan KAP uygulamasında, terapiyi birçok deşiklikle hastalara uyguna hale getirdiler. 1. Tedavinin 16 seanstan 12 seansa indirilmesi; çünkü genelde ergenler çok uzun süre tedavi görmek istemezler 2. Tedaviye aktif katılım sağlanması için özellikle başlangıç seansında telefon bağlantısı kurulması 3. Ebeveynler ve okulla işbirliği kurulması
Buna ek olarak depresyon riskinde olan ergenlere engelleyici müdahale olarak, kişiler arası beceri eğitimine odaklanmış olan kişiler arası grup KAP' ı uygulanmıştır.  Yaş sıralamasının diğer ucunda KAP, birçok çalışmada yaşlı hastalardaki depresyon tedavisinde de faydalı olarak gösterilmiştir.  Hamilelik ve doğum sonrası depresyonda da başarılı bir şekilde uygulanarak test edilmiştir. Test edilme nedeni olarak; 1. Fetüs gelişiminde ilaçlı tedavinin potansiyel olarak zarar verici etkisi olduğundan, hamile ve depresif kadınların psikoterapötik alternatifleri, bilhassa önemli olabilir. 2. KAP özellikle hamilelik ve doğumla ilgili karşılaşılan problemler için uygundur; majör rol değişimi, anlaşmazlıklar ve yas(örn düşük sonrası) Temel teşhisleriyle eş zamanlı ortaya çıkmış olan depresyona yakalanmış tedavi altındaki hastalar için de kullanılmıştır. Hastalığın güçsüz bırakan, etkilerine bağlı olarak, rol geçişi, aile ve tıbbi ekiple kişiler arası anlaşmazlık ve bazı durumlarda kişinin yaklaşan ölümünü beklemesinden kaynaklanan keder durumlarında kullanılmıştır. KAP' n HIV virüsüne, kansere, damar hastalıklarına yakalanmış kişilerin geçirdiği depresyonun tedavisinde de faydalı olduğu görülmüştür.
Bipolar bozukluklarda bozukluğun depresif, manik ve psikotik semptomları çoğu zaman kişiler arası ilişkileri oldukça aksatır. KAP hastalığın depresif safhasını tek kutuplu depresyona benzer bir şekilde tedavi eder. Depresif dönemle ilintili olan kişiler arası anlaşmazlıklara, rol geçişlerine ve hastaların ''kayıp sağlıklı kendilik'' için kederlenmelerine odaklanır. Hastaların manik dönemlerini tetikleyecek, günlük düzenlerine zarar verebilecek bozukluklarda uzak durmalarına yardım etmeyi amaçlayan ve bir davranış etkeni olan sosyal ritim terapisini KAP'a eklediler. KASRT, mani ortaya çıktığında, onu tedavi etmeyi değil, günlük sosyal aktiviteleri düzenleyerek ve kişiler arası ilişkileri geliştirerek yeniden ortaya çıkmasını engellemeyi amaçlamaktadır. İlaçlı tedaviyle birlikte KASRT dönemler arasındaki zaman aralığını uzatmada etkili olmuştur.  KAP'ın distimide uygulanması iyatrojenik rol geçiş kavramını geliştirmiştir. Burada doktor tedaviyi, hastaların uyumsuz kişiler arası örüntüleri anlamaya, yeni seçenekler aramaya ve distiminin tedavi edilebilir bir bozukluk olduğunu fark etmeye başladıkları bir rol geçişi haline getirir. KAP'ın ilaçlı tedaviye ek olarak faydası distimi konusunda hem birey hem de grup tedavisinde görülmüştür.  

Duygudurum Bozukluklarla İlintili Bozukluklarda KAP

Bulumia nervosa da depresyon için kullanılan tekniklerden farklı olarak, hastalığın temel semptomlarına odaklanılmaz. Terapist konuyu, yemek yeme konularından, kişiler arası bağlamlara yönlendirmeye ve hastayla birlikte yemek yeme konusundaki hastalık belirtilerini tetikleyebilecek ve sürdürebilecek duygusal ve kişiler arası problemleri incelemeye çalışır. KAP aynı zaman aşırı yemek yeme bozukluğu için yapılan deneylerde de faydalı olduğunu göstermiştir. Anoreksiya nervosa tedavisi için de denenmiş; ancak etkili olmamıştır.
TSSB durumunda KAP, bozukluğun sonucu olarak zor hale gelebilecek kişiler arası ilişkilerin yönetimine odaklanır. TSSB' si olan birçok hasta şüpheci olur, duygularını ifade etmede zorlanır, sosyal çevresinden uzak durur. Birçok tedavinin aksine, geçmiş travmayla yüzleşme anlamında kullanılmaz; ancak hastalar düzeldikçe, çoğunlukla kendileri geçmiş travma anılarıyla yüzleşmek isterler. KAP hastaların TSSB semptomlarını düzeltmenin yanı sıra çoğunlukla bu bozuklukla eş zamanlı olarak ortaya çıkan depresyonun azalmasına yardım eder. Sosyal fobi ve panik bozuklukta uygulanması da açık deneylerde umut vaat eder; ancak daha fazla test edilmesi gerekmektedir. Kap sınırda kişilik bozukluğu için denenmektedir ve bu çalışmaların yeni bir alanı temsil ettiği görülmektedir. Madde bağımlılığını tedavi etmek için KAP uygulanması iki mantığa dayanır. Hastalar zayıf olan kişiler arası ilişkilerini dengelemek için uyuşturucu veya alkol kullanabilir ya da madde bağımlılığı var olan ilişkileri zedeleyebilir ve bozukluğu kısırdöngüye çevirebilir. KAP' ın buradaki hedefi, hataların mevcut kişiler arası problemlerini ve eksikliklerini çözmelerine yardım etmek ve bunu yaparak, daha ilerideki madde kullanma ihtiyacına karşı koymaktır. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda KAP' ın alkoliklerin eş zamanlı olarak sahip oldukları depresyonlarına antidepresan bir faydası olduğu gözlenmiştir.


Diğer Uygulamalar

Klinik anlamda grup KAP' ı diğer insanların da aynı hastalıktan acı çektiğini göstererek, hastaların sosyal ortamdan uzak durma potansiyellerini azaltarak, terapi içerisinde kişiler arası becerileri uygulatarak ve diğerlerine yardım ettiğini hisseden hastaların memnuniyet duymasını sağlayarak, hasta rolünün geçerli kılınmasına yardım edebilir. Grup formatı, terapistlerin çok sayıda hasta görmesini sağlar ve bireysel tedaviye alternatif olarak, bu tedaviyi imkanlar dahilinde uygun maliyetli kılar. KAP - G nin olası bir dezavantajı, özellikle farklı üyelere sahip bir grubun farklı problem alanları olduğunda, her bireyin kendine has kişiler arası problemine karşı odaklanmanın yok oluşudur. Örneğin yediklerini çıkarmayan bulumia hastası kadınlar için başarılı bir grup KAP' ı gerçekleştirilmiştir. Grup formatının olası bazı problemlerine karşı tedavi sistemlerinde, grup formatıyla başlamadan önce iki bireysel seans, terapi sırasında ise her hastanın vakasına özel olarak ev ödevi belirleme ve grup üyeleri için kişiler arası eksiklik problemleri alanının belirlenmesi belirlenmesini eklediler. Kişiler arası danışmanlık KAP' ın daha kısa zamanda ve daha az sayıda seans yapılarak uygulanan türüdür. KAD, eş zamanlı depresyonları olan tedavi altındaki hastaların yararlanması için geliştirilmiştir ve yakın zamanda da tıbbi ortamlarda tedavi olarak kullanılması için test edilmektedir.Birleşik (çiftler için) KAP, bir veya her iki eşin de depresif olduğu çiftler için kullanılmıştır. Tedavinin birleşik safhasından önce, terapistler bireysel seanslar yaparlar ki bu seanslarda eşlere ayrı ayrı teşhis konur. Yine bu seanslarda kişiler arası envanter tamamlanır ve bir vaka formülasyonu sunulur. Kişiler arası anlaşmazlıklar, rol geçişleri, böylesi gruplarda en sık rastlanan problem alanlarıdır. Birleşik KAp ve bireysel KAP' ın depresyonu tetikleye nsemptomlarda benzer bir azalma gösterdiği, birleşik KAP gören kişilerin de evliliğe dair doyumlarında oldukça iyi gelişme kaydettiklerini bildirdikleri görüldü. Telefonla KAP uygulaması, çok hasta olduğu için evden çıkamayan ve eş zamanlı olarak depresyona yakalanmış olan kanser hastaları, hastalığında kısmen düzelme olan depresyon hastaları ve düşük sonrası eşik altı depresif bozuklukları olan hastalar üzerinde yapılan çok sayıda küçük pilot çalışma ve açık deneyle başarılı bir şekilde test edilmiştir. Hastanın teşhisini ve intihara eğilimlilik seviyesini belirlemek için birebir uygulanan başlangıç seansından sonra, bütün seanslar telefonla yapılır; ancak diğer bağlamlarda yaklaşım standart KAP' ta kinin aynısıdır.

HEDEFLER

STRATEJİLER

YAS
 HASTA İÇİN ÖNEMLİ OLAN KİŞİLERİN (VEYA HAYVANLARIN) ÖLÜMÜ

Vefat eden sevilen kişi için yas tutmayı kolaylaştırma
Sosyal izolasyonu ortadan kaldırarak, ilişkiler ve ilgi alanları üzerine yeniden odaklanarak, dünyayla yeniden bağ kurmak.

Ölüm öncesi, kişinin öldüğü dönem ve sonrasıyla ilgili olan olaylar dizisiyle başlama
Hastanın vefat eden kişiyle olan ilişkisini yeniden yapılandırmasına ve bunu dengeli bir şekilde değerlendirmesine yardımcı olma
Hastaya sevdiği kişi olmadan gelecekle yüzleşmesi, yeni beceriler geliştirmesi ve sosyal desteği derinleştirmesi konusunda yardım etme

KİŞİLER ARASI ANLAŞMAZLIKLAR
HASTA İÇİN ÖNEMLİ OLAN BİR KİŞİYLE YAŞANILAN AÇIK YA DA GİZLİ ANLAŞMAZLIKLAR

Anlaşmazlık safhasını belirleme*
Her iki taraf arasında da birbiriyle eşleşmeyen beklentileri ve/veya problemli iletişimi belirleme ve değiştirme
Hastanın anlaşmazlığı aktif bir şekilde çözmesine yardım etme

Anlaşmazlığa yol açan, birbiriyle uyumsuz beklentileri belirlemek için taraflar arasındaki etkileşimleri araştırma.
Hastanın ilişki hakkındaki arzularını araştırma
Uygun olmayan iletişim örüntülerini değiştirme
Hastaya anlaşmazlığı çözme (ve sonuç olarak ya iyi bir ilişki geliştirme ya da zarar verici olanı sonlandırma) konusunda yeni iletişim becerileri edinmesine destek olma

ROL GEÇİŞLERİ
OLUMLU VEYA OLUMSUZ YAŞAM DEĞİŞİMİ

Eski rolün kaybından dolayı üzüntü duyma
Yeni rolün üstesinden gelebilmek için yeni beceriler ve sosyal destek geliştirme

Eski rolün kaybından dolayı duygularını ortaya koyma
Eski rolün olumlu ve olumsuz yönlerini belirleme
Hastaya, sosyal izolasyonu azaltmasında ve yeni rolün daha iyi üstesinden gelebilmek için yeni kaynaklar ve beceriler bulmasına yardım etme

KİŞİLER ARASI EKSİKLİKLER
İLİŞKİLERİ BAŞLATMADA VE/VEYA SÜRDÜRMEDE ZORLUK ÇEKMEK

Sosyal becerileri iyileştirerek sosyal izolasyonu azaltma

Mevcut örüntüleri belirlemek için geçmişteki ve şu andaki ilişkilerin üzerinden geçme
Yeni ilişkilerin şekillendirilmesi ve var olan ilişkilerin derinleştirilmesi için yeni sosyal becerilerin tekrar edilmesi

Anlaşmazlık safhaları

Yeniden anlaşma

Her iki taraf da halen iletişim kurmaktadır ve her ikisi de anlaşmazlığı çözmek istemektedir; ancak o ana kadar başarısız olmuşlardır.

İçinden çıkılmaz durum

Her iki taraf da anlaşmalığı çözememiştir ve denemekten vazgeçmiştir. Halen daha birlikte olmak istemektedirler; ancak "sıkışıp kalmışlardır". Terapist bu içinden çıkılmaz durumu ya yeniden anlaşmaya ya da ayrılmaya taşır.

Ayrılma

Tek taraf veya iki taraf da ilişkiyi bitirmek ister. Terapist, bireyin yeniden denemek isteyip istemediğini araştırır. Eğer istemiyorsa, terapist hastanın ilişkiden çıkmasına yardımcı olur.

 

 

 

 

Yayın tarihi: 10/06/2015

© İzinsiz alıntı yapılamaz. web sitelerine kısmi alıntılar için izin verilen kaynak gösterme şekli:
www.onlineterapiler.com sitesinden alınmıştır (link çalışır ve arama motorlarınca taranabilir şekilde eklenmelidir).
Bu makale Modern psikoterapiler kitabından alıntılar içermektedir.

|© 2015 www.onlineterapiler.com online terapi sitesi Tüm hakkı saklıdır