Bilişsel Terapiler
Bilişsel terapiye genel bakış
Bilişsel terapi; insanların hayati olaylara bilişsel, duygusal, güdüsel ve davranışsal tepkilerle karşılık vermesini sağlayan bir kişilik kuramına dayanır. Bu tepkiler, insani gelişim ve bireysel öğrenme geçmişinden gelir. Bilişsel sistem, bireylerin olayları algılama, yorumlama ve anlam yükleme şekilleriyle ilgilenir.
Temel Kavramlar
Kuram, bilginin işleme alınmasının bütün organizmaların varoluşu için kaçınılmaz olduğu düşüncesine dayanır. Hayatta kalmaya dahil olan her sistem - bilişsel, duygusal, güdüsel ve davranışsal- şema diye bilinen yapılardan oluşur.Bilişsel şemalarda bireylerin kendileri ve diğerleri ile ilgili algıları, kendi hedefleri ve beklentileri, hatıraları, fantezileri ve önceden öğrendikleri yer alır. Çeşitli psikopatolojik koşullarda, belirli bir önyargı, kişinin yeni bilgiyi nasıl benimseyeceğini etkiler. Belirli hayat koşullarının etkisi altındaki insanların yaşadıklarını önyargılı bir biçimde yorumlamalarına neden olan belirli tutumlar ve temel inançlardır. Bunlar bilişsel kırılganlık olarak bilinir.Bilişsel kuram, bilişlerin(inançlar ve varsayımlar) duyguyu, motivasyonu ve davranışı tetiklediğini vurgulardı.Şu an kuram; klinik, evrimsel ve bilişsel psikolojide yakın zamanda ortaya çıkan gelişmelerden faydalanarak, bütün sistemleri "mod" gibi bir arada hareket eder şekilde görür.Modlar kişiliği oluşturan ve süregelen durumları yorumlayan bilişsel, duygusal, güdüsel ve davranışsal şemalardır. Kaygı modu gibi modlar temeldir, yani evrenseldir ve hayatta kalmaya bağlıdır. Temel modlar katı, mutlakiyetçi, mantıklı, otomatik ve önyargılı olan ilkel düşünmeyi de içerir.
Stratejiler
Bilişsel terapinin bütün stratejileri temelde "işbirlikçi ampirizm" e dayanır, yani hasta ve terapist arasında, işlevsel olmayan yorumları keşfetmek ve bunları değiştirmek için işbirlikçi bir girişimde bulunur.İkinci strateji yönlendirerek buldurmak, hastanın var olan yanlış anlamaları ve inançlarını gözden geçirip, bunları geçmişteki benzer olaylara bağlamaya yöneliktir.
İşlevsel olmayan modları tedavi etmede 3 ana yaklaşım izlenir:
1-Deaktivasyon 2-İçeriğini ve yapısını değiştirme 3-Bu modları deaktive edebilmek için daha uygulanabilir modlar geliştirme
Terapide 1. ve 3. yaklaşımlar genellikle eşzamanlı gerçekleşir; belli bir inanışın işlevsel olmadığı gösterilirken, yeni bir inanış daha kesin veya uyumlayıcı olarak gösterilebilir.
Bilişsel terapi Teknikleri
BT’de kullanılan teknikler, doğrudan bilginin işleme alınması sırasındaki hataları ve önyargıları düzeltmeye ve yanlış sonuçlara yol açan asıl inançların değiştirilmesine yöneltilmiştir. BT; beceri eğitimi(gevşeme, atılganlık, sosyal beceri eğitimi vb.), rol yapma, davranış tekrar etme ve maruz bırakma gibi davranışçı terapi tekniklerini de kullanır.
Bilişsel terapilerin Diğer Sistemlerle ilişkisi
Bilişsel- Psikanaliz
Her ikisi de; Bireyin duygusal tepkileri, anlatımları ve imgelemesindeki ortak temaları belirlemek. Davranışın kişinin farkında olmadan inançlardan etkilenebildiğini kabul etme konusunda benzerler
Bilişsel terapi semptomlar, bilinçli inançlar ve varolan deneyimlere / Psikanalitik yaklaşımlar libidinal ihtiyaçlar ve bastırılmış çocukluk anıları ve güdüsel yapılanmalara yöneliktir.
BT; yapılandırılmış, toplam 12-16 hafta süren, kısa süreli bir terapidir.Terapist, aktiftir. Psikanalitik terapi uzun sürelidir. Analist oldukça pasiftir.
Bilişsel- Akılcı Duygusal Davranış Terapisi(ADDT)
Her ikisinde; Bilişin temel önemi vurgulanır.Terapist aktif ve yönlendiricidir
Farkları
BT, her bozukluğun kendi tipik bilişsel içeriği ve bilişsel özelliği olduğunu savunur. ADDT de ise bütün bozuklukların altında varsayılan "zorunluluklar", "gereklilikler" ve diğer mecburiyetler yatar.
Bilişsel-Davranışçı Terapiler
Her ikisi de ; Ampiriktirler, Mevcut zamana odaklıdırlar ve Problem yönelimlidirler; Hem problemlerin ve durumların hem de bunlardan ortaya çıkan sonuçların belirgin olarak tanımlanmasını isterler. Bilişsel ve davranışsal değişimlerin beraber işlev gördüğünü gösteren çalışmalar vardır. Örneğin agorafobide, bilişsel gelişme, davranışsal gelişmeyle bir arada gerçekleşmektedir. Depresyonlu hastalarla yapılan bir çalışma, arzu edilen bilişsel değişimlerin herzaman davranıştaki değişimden kaynaklanmadığını göstermektedir. Bu yüzden hastanın beklentilerini, yorumlarını ve olaylara karşı tepkilerini bilmek önemlidir.
TARİHÇE
Öncüler
Bilişsel terapinin kuramsal destekleri 3 ana kaynaktan gelmektedir
1- Psikolojiye fenomenolojik yaklaşım, bireyin kendisi ve kişisel dünyası hakkındaki görüşünün, davranışın merkezde olduğunu varsayar. 2-Yapısal kuram ve derinlik psikolojisi 3-Bilişsel psikoloji de olan gelişmeler bilişsel terapiyi de etkilemiştir.
Başlangıçlar
Bilişsel terapi 1960 ların başında Aaron BECK'in depresyon hakkındaki araştırmasıyla başladı. Gözlemlerinde hastaların duygu ve düşüncelerinde geçmişe dair öfke bulmak yerine, bilişsel bilgi işlemede olumsuz bir önyargı gözlemledi. Beck, "danışanı, kanıtlanabilir gerçeği araştıran bir meslektaşa" döndürdü. Modern davranışçıların yaptığı çalışmalar bilişsel terapinin gelişimini etkiledi. Bandura (1977) pekiştirme beklentisi, öz yeterlilik ve sonuç beklentisi, kişi-çevre etkileşimi, model alma ve dolaylı öğrenme kavramları Mahoney(1974) davranışın bilişsel kontrolü hakkındaki çalışmaları Meichenbaum(1977) başetme becerileri paradigmasında bilişsel değişiklik ve beceri eğitimini birleştirmesi
Mevcut Durum
Araştırmalar, birçok klinik bozukluk açısından BT’nin yeterliğini test etmiştir. Kontrollü Çalışmalar: panik bozukluk, sosyal fobi, yaygın anksiyete bozukluğu, madde bağımlılığı, yeme bozuklukları, evlilik sorunları, okb, tssb ve şizofreni tedavisinde bilişsel terapinin yeterliliğini göstermiştir. Ayrıca bilişsel terapi, diğer kaygı ve depresyon tedavilerine nazaran daha düşük oranda nüks etme durumuna sebep olur.
İntihar Araştırması
Beck'in intihar riski hakkındaki bulguları arasında en önemlisi "umutsuzluk" kavramıdır. Beck umutsuzluk ölçeğinde 9 veya 9 dan fazla kesme puanının tahminen intiharla sonuçlanacağına dair bulgular elde edilmiştir. İntihar eğilimi yüksek olan hastalar için kısa bilişsel terapi tedavisinin yeterliğini araştırdı. Sonuçlar, bilişsel terapinin 18 aylık bir dönem sonunda intihara tekrar teşebbüs etme girişimlerinin %50 oranında azalttığını göstermektedir.
Değerlendirme Ölçekleri
Beck Depresyon ölçeği,İntihar eğilimi ölçeği,Beck umutsuzluk ölçeği,Beck Anksiyete envanteri,Beck öz kavram testi, Sosyotropi otonomi ölçeği,Beck gençlik envanteri, Clark ve Beck obsesif kompulsif ölçeği.
KİŞİLİK KURAMI
BT; kişiliği doğuştan gelen fıtrat ve çevre arasındaki etkileşimle şekillenmiş olarak değerlendirir.Kişilik özelliklerinin, çevreye karşılık geliştirilmiş temel şemaları veya kişiler arası stratejileri yansıttığı düşünülür.Bireyler, bir durumu, kendileri için önemli olan ilgi alanlarına karşı bir tehdit olarak algıladıklarında psikolojik sıkıntı yaşarlar.Bu tip zamanlarda, olayları algılamaları ve yorumlamaları oldukça seçici, benmerkezci ve katıdır.
Bilişsel Kırılganlık
Her bireyin psikolojik sıkıntılara karşı eğilim göstermesine neden olan, doğuştan gelen, kendine has bir kırılganlığı ve hassasiyeti vardır. Kişilik; mizaç ve bilişsel şemalarla şekillenmiştir.
Bilişsel şemalar
Uyumlayıcı olabilir veya işlevsel olmayabilirler.Genel veya özel olabilirler.Birbiriyle rekabet halinde olan şemaları olabilirler.Genelde gizlidirler ancak belli stres etkenleri, koşullar veya uyarıcıların uyarmasıyla aktif hale gelirler.
Kişiliğin Boyutları
Bozukluklarla ilgili iki ana kişilik boyutu -sosyal bağımlılık(sosyotropi) ve otonomi'dir.Sosyotropi ve otonomi, sabit kişilik yapıları değil, davranış tarzıdır.Sosyotropi boyutu; yakınlık, fiziki ve duygusal destek ve bağımlılık etrafında birleşirken otonomi boyutu; bağımsızlık, hedef belirleme, öz belirleme ve kendinden kaynaklanan zorunluluklar etrafında kurulur.
Kavram Çeşitliliği
Bilişsel terapi, bilişin idiyografik doğasını vurgular, çünkü aynı olayın farklı iki birey için farklı anlamları olabilir.Sosyal öğrenme /Bireyin gelişimsel geçmişi
Nedensellik Kuramı
Psikolojik sıkıntı, sonuç olarak doğuştan gelen birçok biyolojik, gelişimsel ve çevresel faktörün birbiriyle etkileşiminden meydana gelir.Örneğin depresyonun kalıtımsal, hastalık, travmalar vb. nedenlerle ortaya çıkması gibi.
Bilişsel Çarpıtmalar
Bu çarpıtmalar düşünmedeki sistematik hatalardır ve psikolojik stres esnasında görülür.
Keyfi Çıkarsama/Seçici Soyutlama/Aşırı Genelleme/Büyütme ve Küçültme/Kişiselleştirme/İki Değerli Düşünme
Psikolojik Bozukluklarda Sistematik Önyargı
Bilgi işlemedeki bir önyargı, birçok psikolojik bozukluğu şekillendirir.
Depresyonun Bilişsel Modeli
Bilişsel bir üçlü depresyonu şekillendirir. Depresyondaki bireyin; kendisi, dış dünya ve gelecek hakkında olumsuz düşünceleri vardır ve birey kendiliğini yetersiz, kimsesiz ve değersiz olarak algılar. Fiziksel semptomlar bitkinlik, düşük enerji olarak görülür.
Kaygı Bozukluklarının Bilişsel Modeli
Kaygı bozuklukları, normal hayatta kalma mekanizmalarının aşırı işlev göstermesi veya işlev bozukluğuna sahip olması durumudur. Kaygılı kişinin tehlikeyi algılaması, yanlış ve abartılmış varsayımlara dayanırken; normal tepki, tehlikenin büyüklüğünün daha doğru değerlendirilmesine bağlıdır.
Mani
Manik hastanın önyargıları depresyondaki hastaların tam tersidir. Olumsuz deneyimleri engelleyerek veya onları olumlu şekilde yeniden yorumlayarak ve farklı girişimlerden gerçek dışı bir şekilde makul sonuçlar bekleyerek, her yaşam tecrübesinden önemli kazanımları seçici algılar. Yetenekler, değer ve başarılar abartılıdır, bu öforiye neden olur.
Panik Bozukluk
Panik Bozukluğu olan hastalar, her türlü açıklanmamış semptomu ve duyumu yaklaşan bir felaketin işareti olarak algılamaya eğilimlidir.Panik atak geçiren insanların ortak özelliği can alıcı sistemlerinin (kardiyovasküler, solunum veya merkezi sinir sistemi) çökeceğine dair çıkarımlarıdır.
Fobi
Belirli durumlarda fiziksel veya psikolojik zarara uğrama düşüncesi vardır. Hastalar bu gibi durumlardan kaçınabildikleri müddetçe kendilerini güvende hissederler ve nispeten rahattırlar.
Paranoid Durumlar
Paranoid birey, diğerlerine önyargı atfetmek konusuna karşı yanlı bir tutum içindedir. Diğerlerinin bilinçli olarak kötü davrandığını, müdahalede bulunduğunu ve eleştirel olduğunu varsaymakta ısrarcıdır.
Obsesyon ve Kompulsiyon
Obsesif hastalar, güvenlik için gerekli olan bir davranışı yerine getirip getirmedikleri konusunda sürekli şüphe duyarlar. (ocağı söndürme, kapı kilitleme vb.) Hiçbir rahatlatma korkularını geçirmez. Obsesif hastaların önemli özelliği sorumluluk bilinci ve kendilerine veya diğer insanlara zarar verebilecek bir harekette bulunma ya da bulunmama konusunda sorumlu olduklarına dair inançtır.Kompülsiyon, beklenen felaketi etkisizleştirmek için geliştirilmiş ritüelleri yaparak abartılı şüpheleri azaltma girişimleridir. Örneğin el yıkama kompulsiyonu, hastaların vücutlarındaki kirleri tamamen çıkaramadıklarına dair inanca dayanır.
İntihar Eğilimli Davranış
Bilgi işlemelerinde iki özellik vardır. İlki umutsuzluktur, ne kadar fazlaysa intihar riski o kadar yüksektir.İkincisi ise Bilişsel eksiklik yani problem çözmede zorluk yaşamaktır.Bilgi işlemelerinde iki özellik vardır. İlki umutsuzluktur, ne kadar fazlaysa intihar riski o kadar yüksektir.İkincisi ise Bilişsel eksiklik yani problem çözmede zorluk yaşamaktır.
Anoreksiya Nevrosa
Anoreksik ve bulumikler, merkezi bir varsayımın etrafına kümelenen uyumsuz inançlara sahiptirler. "kilom ve vücudumun şekli, benim değerimi, sosyal kabul edilebilirliğimi belirler." Bu varsayımın etrafında varolan inançlar da "Eğer kilo alırsam çirkin görüneceğim" "hayatımda kontrol edebildiğim tek şey kilom"Kendilerini şişman algılarlar.
PSİKOTERAPİ
Bilişsel terapi ilk etapta semptomdan kurtulmayı hedefler, ancak nihai hedefleri düşüncedeki sistematik önyargıyı kaldırmak ve kişinin gelecekte bir stresle karşılaşmasına zemin hazırlayan ana inanışları değiştirmektir.Terapist hastanın inanışlarındaki anlamı, işlevi, kullanışlılığı ve bu inanış biçiminin sonuçlarını ortaya çıkarmak için sorular sorar.Sonuçta bilişsel, davranışsal ve duygusal kanallar, terapotik değişimde etkileşime girer, ancak değişim için bilişin önceliği söz konusudur.Hasta en sonunda, duygusal ve davranışsal sonuçlarının bilincinde olarak, bütün kişisel inançlarını reddetme, değiştirme veya sürdürme konusunda karar verir.
Otomatik düşünceler ;duygularla beraberdir ve makul görülürler, belirgindirler ve kişinin mantığı ile uyumludurlar. Otomatik düşünceler altta yatan varsayımlardan(temel inanç) ortaya çıkar.
Temel inanışlar; bilişsel şemalarda bulunur. bilişler için algıları şekillendirir, hedefleri belirler olaylara yorum ve anlam getirir. Terapi bu varsayımları tanımlamayı ve etkisiz hale getirmeyi amaçlar.
Terapotik İlişki
İşbirliği ile sağlanır. Terapist, sıkıntının ve bozuk işleyişin kaynaklarını inceler ve hastanın hedeflerini belirlemesine yardımcı olur. Terapist, inanışların ve davranışların incelenmesi ve değiştirilmesi konusunda bilirkişidir, pasif uzman rolünü üstlenmez.Hasta, her seansta gündem belirlenmesine yardımcı olma ve seanslar arasında ev ödevlerini yapma konusundaki sorumluluğu paylaşır.Terapist esnektir. Terapotik tekniklerde esnekliğin kullanımı, hedef alınan semptomlara bağlıdır.İyi bir terapist teknikleri rastgele ve mekanik şekilde kullanmaz, bireyin ihtiyacını anlayarak ve güvenilir mantıksal bir açıklama ve beceriyle uygular. Terapist her seansın sonunda hastadan geribildirim alır. Terapist seansı özetleyebilir ya da bunu hastadan isteyebilir.
Tanımlar
1-İşbirlikçi Ampirizm: Terapist ve hasta işbirlikçi araştırmacılar olurlar. Yorumlar ve temel inanışlar test edilebilir hipotezler olarak görülür.Ampirik bulgu, belirli bilişlerin faydalı olup olmadığını belirlemek için kullanılır.Önceki sonuçlar mantıklı analizden geçirilir.
2-Sokratik Diyalog: BT de sorgulamak, temel bir terapotik işlemdir. Terapist yeni öğrenmeyi teşvik edecek bir dizi soruyu hazırlar. Soruların amacı:Problemleri belirlemek/tanımlamakDüşüncelerin, imgelerin ve varsayımların belirlenmesine yardımcı olmak.Olayların hasta için anlamını incelemek.Uyumsuz düşünce ve davranışların sürdürülmesinin sonuçlarını değerlendirmektir.
3-Yönlendirerek Buldurma: Bu yöntemle hasta uyumsuz inançlarını ve varsayımlarını değiştirir. Terapist hastanın gerçekçi bir perspektif kazanması için bilgiyi, gerçekleri ve olasılıkları kullanmasını teşvik eder.
Psikoterapi Süreci İlk Seanslar
İlk görüşmenin hedefi, hastayla bir ilişki başlatmak, gerekli bilgiyi edinmek ve semptomun ortadan kaldırılmasını sağlamaktır.Hastaya terapiye başlama konusunda duygu ve düşüncelerini sorarak başlanabilir. Hastanın beklentileri üzerine konuşmak hastayı rahatlatır. Terapist, ilk seansları hastayı bilişsel terapiye alıştırmak, işbirlikçi bir çerçeve geliştirmek ve terapi hakkındaki herhangi bir yanlış düşünceyi ortadan kaldırmak için kullanır.Teşhis, hastanın geçmişi, şuan ki hayatıyla ilgili bilgi, psikolojik problemler, tedaviye yönelik tutumlar ve tedavi için gereken motivasyon ilk seansta aranılan bilgi türleridir.İlk seanslarda terapist hastadan daha aktif bir rol oynar, bilgi toplar, hastanın problemlerini tanımlar, hastayı BT'ye alıştırır ve semptomun giderilmesi için aktif olarak müdahale de bulunur, ev ödevi verir.Problemin tanımlanması, problemin hem işlevsel hem de bilişsel analizlerini gerektirir.
İşlevsel analiz; problemin unsurlarını belirler, nasıl açığa çıktığı, hangi durumlarda oluştuğu, sıklığı, yoğunluğu, süresi ve sonuçları.
Bilişsel Analizi ise; duygu tetiklendiğinde kişinin mevcut düşüncelerinin ve imgelerinin ne olduğunu belirler. Ayrıca kişinin hangi seviyeye kadar düşüncelerini ve imgelerini kontrol altında tutabildiğini, sıkıntılı bir durumda olacaklara dair neyi hayal ettiğini ve bu tür bir sonucun gerçekten olma olasılığını da inceler.
İlk seanslarda bir problem listesi oluşturulur. Problem listesinden belirli semptomlar, davranışlar veya yaygın problemler olabilir. Öncelikli olanlar sıkıntının büyüklüğüne, ilerleme gösterme ihtimaline, semptomların önemine ve belirli bir temanın yaygınlığına dayanır.
Orta ve Son Seanslar
Terapi ilerledikçe odak noktası, hastanın semptomlarından düşünme şekline doğru yön değiştirir. Düşünce, duygu ve davranış arasındaki bağlantılar genellikle otomatik düşüncelerin incelenmesiyle ortaya çıkar.İşlevi olmayan birçok düşünceyi içeren karmaşık problemlere yönelen son seanslarda davranışçı tekniklerden çok bilişsel teknikler üzerinde durulur. Bu düşünceler mantıklı analize daha uygundur.Örneğin "hayatta hiçbir zaman istediğimi elde edemeyeceğim" kehaneti kolaylıkla denenemez. Ancak bu genellemenin mantığı sorgulanabilir ve bunun bir inanç olarak sürdürülmesinin avantaj ve dezavantajlarına bakılabilir.Hasta problemlerini çözmek için bilişsel teknikleri daha iyi kullanmayı başarınca, terapist öğretmen yerine danışman rolünü üstlenir. Seansların sıklığı, hastanın kendi kendine yetmeye başlamasıyla azalır.
Tedaviyi Sonlandırma
Tedavinin süresi, temelde danışanın problemlerinin ciddiyetine bağlıdır.Başlangıçtan itibaren terapist ve hasta terapinin zaman sınırlı olduğunu bilir. Hastalara, onlar için tedavinin hedefinin kendi kendilerinin terapisti olmayı öğrenmek olduğu söylenir.Tedavinin normal seyri sırasında hasta hem başarılarla hem de gerilemelerle karşılaşır. Tedavinin sonuna yaklaştıkça, hastaya gerilemelerin normal olduğu ve daha önce de bunlarla baş edebildiği hatırlatılabilir. Terapistler, bilişsel tekrarı kullanır, hastaların ileride yaşayabilecekleri zorlukları hayal etmelerini ve onlarla nasıl başedeceklerini anlatmalarını isteyebilir.Sonlandırmanın ardından genelde 1-2 ay sonra 1-2 destekçi seans yapılır. Bu seanslar tedavide elde edilenleri pekiştirir ve hastanın yeni becerileri uygulamasına yardım eder.
Psikoterapi Mekanizmaları
1-Makul bir çerçeve2-Hastanın problemli durumla olan duygusal bağı3-Bu durumdaki gerçekliği test etme
UYGULAMALAR
Problemler; BT en çok problemlerin tanımlandığı ve bilişsel bozuklukların aşikar olduğu vakalar için uygun olan, zaman sınırlı, yapılanmış, aktif, bilişsel ve problem odaklı bir yaklaşımdır. Esasen Eksen 1 bozuklukları için geliştirilmişti, ancak şimdilerde eksen 2 bozuklukları için daha da geliştirilmiştir. Bireysel terapide kullanılmasına rağmen artık çift, aile ve gruplarda da kullanılmaktadır.
Terapist; BTM de eğitime başlayan terapistler, canlı gözlemleme ve kayda alınan rol yapma ile verilen eğitimden önce değerlendirilirler.Bir temsilci, hasta rolünü oynar ve oy verenlerde bilişsel terapistler için yeterlilik kontrol testini kullanarak, o kişinin seansı kayda alınırken rol yapmasını gözlemlerler.Bir yıl süren eğitimin sonunda, ikinci rol yapma görüşmesi gerçekleştirilir ve terapistin ilerlemesi gözlemlenir.Eğitim sırasında terapistler, deneyimli terapistler tarafından denetlenir.
Hastalar; Hastaların problemleri klinik görüşmeler ve psikolojik testlerle değerlendirilir.Bu kendi kendini ifade etmeye dair envanterler, terapistin görüşmesi sırasında temin edebileceği bilgiyi çabucak vererek terapinin etkinliğini artırır.BDE ve İDÖ gibi anketler terapisti intihar riskine karşı da uyarabilir. Bu anketler yansıtıcı değildir, amaçları hastaya açıktır.
Tedavide İlerleme;İlerlemenin değerlendirilmesi terapinin hedeflerine bağlıdır.Genelde semptomlardan kurtulma,BDE gibi standartlaştırılmış envanterlerdeki puanlardaki değişiklikle,Kendini gözlemleme ve diğerlerini gözlemlemeyle.Belirtilen davranıştaki değişimle .İşlevsel olmayan düşüncelerin günlük kaydı gibi ölçümlerle ortaya çıkarılan düşünmedeki değişikliklerle gösterilir. İlerleme ev ödevi görevlerindeki sonuç bağlamında değerlendirilebilir.
Terapinin ilerleyişinde problem varsa, birkaç faktör göz önünde bulundurulmalıdır:
Hastanın terapi veya terapist hakkında işlevsel olmayan inançları olabilir;Terapist, uyumlu ilişkiden uzak olabilir veya Yapılacak işlem hakkında mantıklı bir açıklama yapmamıştır;Hastaya verilen görev çok zor olabilir Terapinin amacı ve hedefleri hakkında bir uyuşmazlık vardır.Her seans sırasında verilen geri bildirim yanlış anlaşılmaları belirlemek ve işbirliğini artırmak, böylece terapide çıkabilecek problemlerin oluşma ihtimalini azaltmak için tasarlanmıştır.
Bilişsel terapi, hastalara
1-kendi olumsuz, otomatik düşüncelerini(bilişlerini) gözlemlemeyi 2- biliş, etki ve davranış arasındaki bağlantıların fark etmeyi, 3- bozuk otomatik düşünceyi destekleyen ve bunlara karşı olan bulguları incelemeyi, 4- bu önyargılı bilişlerin daha fazla gerçek merkezi yorumlarla yer değiştirmesini 5-deneyimlerini bozmaya zemin hazırlayan inançları belirlemeyi ve değiştirmeyi öğrenmeyi öğretmek için tasarlanan oldukça spesifik öğrenme deneyimlerinden oluşur.
Bilişsel Teknikler
Sözlü teknikler/ Otomatik düşünceler/ Uyumsuz varsayımlar/ Felaketleştirmeme, /Yeniden atfetme,/Yeniden tanımlama /Mesafe kazanma/İmgeleme vardır.
Davranışçı Teknikler
Ev ödevi, hastalara seanslar arasında bilişsel prensipleri uygulama fırsatı verir.
Hipotez test etmenin hem bilişsel hem de davranışçı unsurları vardır. Bir hipotezi çerçevelerken, bunun somut olarak yapılması gerekir.
Maruz bırakma terapisi; kaygılı hastanın düşünceleri, imgeleri, psikolojik semptomları ve gerginliği hakkındaki duygularını ifade edebilme seviyesi hakkında bilgi verir.
Davranışsal tekrar ve rol yapma, daha sonra yaşamda uygulanacak becerileri veya teknikleri pratik etmek için kullanılır.
Aktivite planlama yapılanmayı sağlar ve iştirak etmeyi teşvik eder. Gün içinde yapılan her aktivitede gösterilen yeterliliği ve alınan hazzın derecesini oylamak
Derecelendirilmiş görev, terapist, hastanın tehditkar olmayan bir seviyede bir aktivite başlatmasını isterken, diğer yandan verilen görevin zorluk derecesini git gide artırır.
Bilişsel terapistler, genelde 45 dakikalık seanslara bağlı kalır. Kaygılı hastalarla yapılan gerçek yaşam çalışmaları, terapistin ofisinin dışında gerçekleşir. Terapist, agorafobi hastası olan biriyle beraber toplu taşıma araçlarını kullanabilir.
Zor hastalarla ve başarısız terapi geçmişi olanlarla birlikte çalışmayla ilgili bir kılavuz sunar:
1-hastayı "problemi olan" yerine "problem olan" kişi olarak kalıplaştırmaktan uzak dur;
2- iyimserliğini koru;
3- işlevsel olmayan kendi bilişlerini belirle ve onlarla ilgilen;
4- hastayı suçlamak yerine hedefe kitlen
5- problem çözücü bir tavır takın.
-
Kuram ve BDT deki yenilikler hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmek için Bilişsel Davranışçı Terapideki Yenilikler yazımızı da okuyabilirsiniz.
Yayın tarihi: 10/06/2015
© İzinsiz alıntı yapılamaz. web sitelerine kısmi alıntılar için izin verilen kaynak gösterme şekli:
www.onlineterapiler.com sitesinden alınmıştır (link çalışır ve arama motorlarınca taranabilir şekilde eklenmelidir). Bu makale Modern psikoterapiler kitabından alıntılar içermektedir.
|© 2015 www.onlineterapiler.com online terapi sitesi Tüm hakkı saklıdır